Merkez bankaları, stabilkoinler ve dijital para - 2025/22
Stabilkoinler, ABD YZ Eylem Planı, Medyada YZ Etkisi, Süreyya Serdengeçti
Global İşler+ No.210 — 2025/22
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Son iki haftada aramıza katılan 111 okurumuza hoşgeldiniz diyoruz! Böylece her hafta 10.307 okurumuzla buluşuyoruz.
Bu hafta bültende neler var? Trump’ın yeni stabilkoin regülasyonlarının, aynı 60’larda euro-dolar piyasasının ortaya çıkışı gibi küresel finansal sistemi dönüştürebileceğini anlatıyorum. Sonra Trump’ın yeni yapay zekâ eylem planının üç sütununa ve kahraman medyanın yapay zekâ ile mücadelesine bakacağız. Sondaki köşe yazımda geçen haftasonu kaybettiğimiz Süreyya Serdengeçti’yi anıyorum.
Blokzincirde komünizm ve Trump’ın zekâsı
🖊 Global İşler Köşesi - 1
Bültenimizin önceki sayısında GENIUS ACT adı verilen ve stabilkoinleri düzenleyen yasanın ABD Kongresi’nde onaylandığını söylemiş ve içeriğine dair bazı değelendirmelere yer vermiştik.
Kripto varlıklarla ilgilenenler dışında çoğu kişinin fark bile etmediği bu kanun, muhtemelen II. Dünya Savaşı sonrası küresel finansal sistemdeki dolar bazlı yaşanan dönüşüm kadar büyük bir adım olacak.
Stabilkoinler kayıtları diğer kripto varlıklar gibi blokzincirde tutuluyor ve değerleri dolar ve avro gibi para birimlerine birebir bağlı varlıklar. Önümüzdeki yıllarda stabilkoinlerin kullanım alanı sahip oldukları değer ve kullanım kolaylığı sayesinde hızla gelişecek.
Bankacılık sisteminin aksine, kripto varlıklarla ödemenin yapılması anlık ve sıfıra yakın maliyetli. Stabilkoinlerin avantajı ise sadece endeksli oldukları paraya bağlı olarak dalgalanmaları. Yani dolar ve avro cinsinden ne alacağınızı bu transferlerde bilebiliyorsunuz.
Örneğin, ihracatçıysanız ve bankacılık sisteminin çalışmadığı bir ülkeye mal satıyorsanız stabilkoinlerin mükemmel bir kullanım alanı var. Türkiye’nin böyle istisna uyguladığı 34 ülke var. Bu ülkelerden bazıları Afganistan, Angola, Suriye ve Venezuela.
Öte yandan II. Dünya Savaşı sonrası doların egemen olduğu finansal sistemde ABD’nin son dönemde dış politikada kullandığı finansal yaptırımlar da Visa ve Mastercard gibi Batı merkezli enstrümanlar yerine altenatifler geliştirme çabasını hızlandırmış durumda.
Citibank’ın değerlendirmesine göre stabilkoinlerin pazar ölçeği 15 kattan fazla artacak. 3.7 trilyon dolara ulaşması beklenen bu pazarın sadece 5’te bir büyüklüğü kriptovarlık ticareti ile ilgili olurken geri kalan kısmının ise küresel dolar likiditesinin hareketliliği ile ilgili olması bekleniyor.
ABD’nin Genius Act’i ise avro gibi alternatif para birimlerine endeksli stabilkoinler yerine daha çok dolara endeksli olarak bu pazarın büyümesini hedefliyor.
Bunun bir sonucu olarak da stabilkoin şirketleri daha fazla ABD Hazine kağıdı tutacak.
Bir yandan Hindistan’da UPI ve Brezilya’da PIX gibi açık kodlu ödeme altyapıları geliştirilirken diğer taraftan AB ve Çin gibi aktörler de kendi dijital paralarını piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Finansal piyasalardaki bu dönüşüm sadece ekonomik bir konu değil, aynı zamanda bir egemenlik ve güvenlik meselesi.
Bu açıdan ABD’nin Genius Act düzenlemesinin daha çok konvansiyonel para birimi olarak Amerikan dolarının piyasadaki egemenliğini koruyacak daha esnek bir çerçeveye oturtulduğunu söylemek mümkün.
Eğer siz de önümüzdeki dönemde finansal piyasaları nasıl dönüşeceğini merak ediyorsanız geçen hafta kaleme aldığım “Blokzincirde komünizm ve Trump’ın zekâsı” başlıklı yazımı okumalısınız.
Stablecoin craze pits Bank of Korea against lawmakers, FT.com, 30 Temmuz 2025
Trump’ın yeni yapay zekâ eylem planı
🗞️ Haftanın Haberi
23 Temmuz’da ABD Başkanı Donald Trump Winning the Race: America’s AI Action Plan başlıklı yeni yapay zekâ eylem planını kamuoyu ile paylaştı. Buna göre 26 sayfalık planın üç temel sütunu bulunuyor:
Yapay zekâ alanındaki inovasyonun ivmelendirilmesi
Amerikada güçlü bir yapay zekâ altyapısı kurulması
Yapay zekâ alanında uluslararası alanda ABD’nin özellikle diplomasi ve güvenlik alanında liderliği
Trump, göreve gelir gelmez selefi Joe Biden döneminde yürürlüğe giren yapay zekâ ile ilgili başkanlık kararnamelerini iptal etmiş ve 180 gün içinde yeni bir eylem planı açıklayacağını ilan etmişti. Yeni eylem planı ile aynı gün içinde üç de kararname imzaladı:
Preventing Woke AI in the Federal Government: Bu düzenleme ile Biden döneminde Demokrat Parti ile özdeşleşen Woke hareketinin cinsyet ve ırk konusundaki yaklaşımını benimseyen yapay zekâ modellerinin Federal Hükümetlerce satın alınmayacağını belirtiliyor.
Yani şirketlerin istediği gibi model geliştirmesi serbest. Ama ABD hükümetine satacakları modeller Woke ideolojisinden uzak durmalı!
Accelerating Federal Permitting of Data Center Infrastructure: Bu kararname ile inşa edilecek 100 MW ve üzerindeki kapasiteye sahip veri merkezleri için bürokratik izin süreçlerinin hızlandırılması, federal kaynakların ve arazilerin tesis edilmesi öngörülüyor.
Trump’ın yapay zekâ işlerini nasıl inşaat fırsatı olarak gördüğünü daha önce yazmıştım.
Promoting the Export of the American AI Technology Stack: Amerikan Ticaret Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi (OSTP) koordinasyonunda 90 gün içinde hazırlanacak Amerikan Yapay Zekâ İhracat Programı ile ABD’nin tam paket olarak yapay zekâ teknolojisinin ortakları ile paylaşılmasına dair bir çerçeve belirlenecek.
Bu kararnamenin hedefi yapay zekâ alanında uluslararası ticarette donanım, yazılım ve düzenleme çerçevesi olarak Amerikan teknolojisinin küresel liderlik pozisyonunun korunması ve güçlendirilmesi.
Özellikle müttefiklerle paylaşılacak bu teknolojide hedef Çin ile rekabette bir adım öne geçmek. Zaten bu vurgu eylem planının isminden de anlaşılabilir.
Trump’ın yapay zekâ eylem planı bir kanun veya kararname ile desteklenmiyor. Bu açından önümüzdeki dönemde yeni kararnamelerin ve yasal düzenlemelerin ABD gündemine gelmesi muhtemel. Yeni eylem planının alametifarikası ise Biden döneminin aksine risk temelli bir anlayış benimsememesi:
Diğer bir ifade ile Avrupa Birliği’nin Yapay Zekâ Kanunu’nda (AI Act) olduğu gibi toplumun güvenliğini önceleyen bir yaklaşım yerine teknoloji şirketlerinin karşılaşabileceği bürokratik ve uyum engellerini kaldıran bir yaklaşım ile teknolojik ilerlemeyi ve inovasyonu önceleyen bir çerçeve çizdiği görülüyor
Tabii Avrupalılar dijital kodamanlar korunuyor diye eleştiriler getiriyor.
İnternet medyasında değişen trendler ve yapay zekâ
🤔 Fikri Takip
Geçtiğimiz hafta 95 yıllık Fortune dergisi tam zamanlı olarak istihdam ettiği personelin %10’unu işten çıkardı. Benzer şekilde Mayıs ayında da Business Insider personelinin %21’i ile yollarını ayırmıştı.
Business Insider CEO’su Barbara Peng işten çıkarma sonrası yayımladığı memoda, iki yıl öncesine göre reklam gelirlerlerinde ziyaretçi başına iki kat artış olduğunu söylese de ziyaretçi trafiğindeki %70’lik düşüşe dikkat çekmişti.
Fortune CEO’su Anastasia Nyrkovskaya da işten çıkarma sonrası benzer bir not yayımladı ve medyada değişen trendlere dikkat çekti:
Son dönemde podcast ve video gibi farklı formattaki içeriklere artan oranda ilgi olmakla beraber yazılı içeriğe olan ilgi düşüşte.
Daha önce bültenimizde bu trende dikkat çektiğimiz üzere ChatGPT ve Perplexity gibi sohbet botları nedeniyle de internet trafiğinin dönüşmekte.
Bildiğiniz üzere Türkiye’de de son dönemde haber siteleri Google’ın algoritma değişikliği sonrası trafiklerinde yaşanan düşüşler nedeniyle azalan gelirlerinden şikayetçi.
Haber sitelerinin SEO çalışması birbirine benzer içerik üretip yanıltıcı/çöp içerik üzerinden okuyucu çekme stratejileri artık Google’ın yeni algoritması tarafından tanınıyor. Bu nedenle birbirine benzeyen içerikler ile okuyucu çekmek daha zorlaşmış durumda.
Diğer taraftan Google’ın algoritma değişikliği orijinal içerikleri dolaylı olarak ödüllendirecek şekilde yeniden yapılandırılmış durumda.
Ancak sıkıntı şu ki, son dönemde Google yapay zekâ marifeti ile arama motorunda sayfa özetleri paylaşmaya başladı. Bu Google’ın GPT gibi yapay zekâ botları ile rekabet stratejilerinden biri.
Ancak Pew Research tarafından yapılan yeni bir çalışma sayfa özetinin olduğu içeriklere kullanıcıların daha az ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor.
Süreyya Serdengeçti ve bir neslin ekonomi hikâyesi
🖊 Global İşler Köşesi - 2
Merkez Bankası eski guvernörü Süreyya Serdengeçti'yi erken yaşta kaybettik. Salı günü Ankara Maltepe Camii’nde son yolculuğuna uğurladık.
2001 yılında guvernör olarak atandığında %70’in üzerinde olan enflasyon, Süreyya Bey 2006’da görevinden ayrılırken %9’a inmişti.
Süreyya Bey’in neslinin inandığı bir Türkiye hikâyesi vardı. Benim neslimin böyle bir hikâyesi var mı?
Birçok açıdan neslinin temsil eden bir kişilik olduğu için bugünkü köşe yazımı Süreyya Bey hakkında yazdım.
Bitirirken…
Bildiğiniz gibi bültenimizi yaz döneminde iki haftada bir yayımlıyoruz. O nedenle haftaya ara veriyoruz ve bir sonraki sayımız 15 Ağustos’ta e-posta kutunuzda olacak.
Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🎧 Global İşler+ Podcast: Apple, Spotify
🎙️ 4x4 Podcast: Spotify