Global İşler+ 2023/29
🌍Küresel Güvenlik, 👩💻Dijital Beceriler, 🍿Dizi Sektörü & Sanayii Politikaları
No.133 — 2023/29
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum.
Geçen sene olduğu gibi bu sene de Zafer Bayramı münasebetiyle, bülteni değerli dostum Can Kasapoğlu’nun misafir editörlüğünde hazırladık. EDAM Genel Direktörü Dr. Can Kasapoğlu, Harp Çalışmaları ve Güvenlik Bilimleri alanlarında Türkiye’nin en önemli uzmanı. Can, Sine Özkaraşahin ile birlikte bültenimiz için son dönemde kaleme alınan dört analizi, askeri perspektiften, ele alarak küresel savunma-güvenlik gündemindeki son gelişmeleri değerlendirdi.
Sonrasında Türkiye’de dijital becerilerle ilgili yeni bir rapora değiniyoruz. Ardından “Acaba dizi sektöründeki kısıtımız da beceriler olabilir mi?” sorusunu soracağız. En sondaki köşe yazımın konusu bu. Keyifli okumalar!
Askeri Mercek: Küresel savunma-güvenlik gündemi yakın takip
👋 Konuk Editör
Son dönemin en fazla merak edilen konularından biri yeniden başlayan uzay yarışları. Geçtiğimiz ay, Hindistan, ayın karanlık yüzüne inmeyi başardı. Bunun ne anlama geldiğini değerlendirdikten sonra küresel savunma ve güvenlik gündeminde yeni silahlanma yarışında izlenmesi gereken yöntemlere bakacağız. Ardından da Ukrayna Savaşı’nın Batı ittifakı için küresel ve bölgesel yansımalarını tartışan son dönemdeki analizlere odaklanacağız.
Keyifli okumalar!
Hindistan’ın uzay yolculuğu
Hindistan, ayın karanlık yüzüne inmeyi başaran ilk ülke oldu ve bu yarışta Rusya’yı da geride bıraktı. Ama bu basit bir yarış olarak görülmemeli. Aynı zamanda geleceğin ‘uzay savaşlarında’ Hindistan’ın da olduğunu ortaya koyan önemli bir başarı.
Geleceğin savaşlarında uzay, stratejik rekabet için oldukça önemli bir alan olacak. Bu çerçevede aya iniş görevlerinin başarısı, ülkelerin uzay keşfi ve uzayın silahlandırılması konularında söz hakkına sahip olup olamayacakların dair belirleyici bir unsur.
Bu alanda hangi ülkelerin ‘first mover’ (pazara ilk giren) avantajı ile başarıya ulaşacağı, geleceğin güç dengeleri üzerinde önemli bir rol oynamaktadır.
Politico’da geçtiğimiz hafta yayımlanan değerlendirme, ayın bu bölgesinde bulunan kaynakların roket yakıtı elde etmek için olduğu kadar uzayda oksijen üretimi ve içilebilir su sağlayarak yaşamın devamlılığı açısından da kritik önem taşıdığını vurguluyor.
Savaş Uçağı Pazarı Çok Kutuplu Bir Döneme Giriyor
Richard Aboulafia, Ağustos ayında Foreign Policy’de yayımlanan makalesinde milli savaş uçağı geliştirme girişimlerinin, ulus devletlerin siyasal ajandaları içerisindeki rolünün giderek artacağını savunuyor. Öte yandan geleceğin savaş uçağı pazarında ABD’nin rolünün giderek küçüleceğini ve çok paydaşlı bir ekosistemin ortaya çıkacağını belirtiyor. Washington’un bu rekabetçi ortamda pazar payını ve kredibilitesini koruyabilmek için sadece F-35 satışına odaklanması pek de rasyonel bir seçim olarak durmuyor.
Bunun yerine teknoloji transferi ve altsistem paylaşımı gibi hususlarda daha işbirlikçi bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor.
Türkiye de son dönemde savunma sanayii alanında yürütülecek büyük projelerde teknoloji transferi konusunu önemseyen bir yaklaşım izliyor.
Batı, Çin ile olası bir savaşa ne kadar hazır?
Bir ülkenin silah üretim kapasitesi, olası bir savaş durumunda sergileyeceği askeri kabiliyeti ile doğrudan orantılı. CSIS kıdemli analisti Seth G. Jones, Şubat ayında kaleme aldığı The U.S. Defense Industrial Base Is Not Prepared for a Possible Conflict with China başlıklı raporda ABD ve Batı İttifakı’nın Ukrayna Savaşı gibi uzun süren çatışmalar nedeniyle silah üretim hızının ve kapasitesinin zorlanmaya başladığını belirtiyor. Bu durumda Çin’in Tayvan’ı olası ilhakı ve bunu takip edecek bir ABD-Çin çatışmasında Batı’daki savunma sanayiinin mühimmat talebini karşılayamayacak duruma geleceği iddasını ortaya atıyor.
Jones, Ukrayna Savaşı nedeniyle uzun menzilli hassas güdümlü mühimmat, uzun menzilli gemisavar füzeleri, Javelin güdümlü tanksavar füzeleri gibi pek çok kritik silah sisteminin NATO üyesi ülkelerin ve ABD’nin envanterlerinde kritik seviyelere gerilediğine dikkat çekiyor. Bunun da Batı’nın Çin’le Hint-Pasifik’te yaşanacak uzun soluklu bir çatışmada belli zolukları beraberinde getirmesi kaçınılmaz gibi duruyor.
Savaş oyunları ve senaryo çalışmaları çerçevesinde hazırlanan rapor, olası bir ABD-Çin savaşında, ABD’nin bir haftada yaklaşık 500 füzeye ihtiyaç duyacağını öngörüyor.
Putin’in Karadeniz’i bir Rus gölü yapma planları
Rusya, Karadeniz’de kıyıdaş ülkelere karşı giderek daha agresif bir tutum sergiliyor. ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Atlantic Council’de bu konuyu ele alan Melinda Haring, Temmuz ayında Tahıl Anlaşması’ndan da çekilen Putin’in Karadeniz’i bir Rus gölüne çevirmeyi hedeflediğini iddia ediyor.
Rusya’nın bu maksimalist yaklaşımı, sadece yedi kıyıdaş ülke için değil aynı zamanda bütün NATO üyesi devletler için de bir tehdit unsuru oluşturuyor.
Haring’e göre Rusya’yı dengelemek için kısıtlı imkânlara sahip olan Batı, Odesa gibi Ukrayna’nın kıyı şehirlerindeki savunma kapasitesini güçlendirmeli, Kiev’in Kırım’daki Rus üslerine yönelik taarruzlarını desteklemek için gemisavar füzeleri gibi sistemlerin tedariğini devam ettirmeli ve Karadeniz’e kıyıdaş ülkeler arasında çok paydaşlı işbirliklerinin önünü açmalı.
Türkiye dijital beceriler konusunda nerede?
📤 Haftanın Dosyası
Geçtiğimiz haftasonu Daron Acemoğlu’nun sosyal medya üzerinden Türkiye ekonomisi hakkında yaptığı paylaşımlar oldukça ses getirdi. Acemoğlu, önemli ölçüde reformlara ağırlık verilmesine vurgu yaparken yoksulluk ile mücadeleyi de yapılması gerekenler arasında sıralamış.
Daha geniş bir değerlendirmeyi de Cansu Çamlıbel’in Acemoğlu ile yaptığı mülakatta yaptığı mülakatta bulmak mümkün. Burada öne çıkan tespitlerden biri de Türkiye’nin henüz yapay zekâ ve dijital teknoloji çağına hazır olmaması.
Bu konuda Policy Analytics Lab’ın (PAL) Vodafone için hazırladığı “Dijital Türkiye 2030: Ekonomik Etkiler ve Politika Çerçevesi” başlıklı rapor oldukça ilginç veriler ortaya koyuyor. Raporda Türk toplumunun dijital becerileri mukayeseli olarak incelenmiş.
Rapor, dijital becerileri incelerken şu beş unsuru dikkate almış: bilgi ve veri okuryazarlığı, iletişim ve işbirliği becerileri, dijital içerik oluşturma becerileri, güvenlik becerileri, problem çözme becerileri.
Buna göre en az temel düzeyde dijital beceriye sahip nüfusun oranı Türkiye’de %30 iken bu oran, Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama %54’ler seviyesinde.
2030 yılında AB bu oranı %80’lere kadar taşımayı hedefliyor.
Peki, Türkiye bu hedefi yakalamak için neler yapmalı? Şirketlerimiz ve devletimiz dijital dönüşüme ne kadar hazır? Bu gibi soruların cevaplarını merak ediyorsanız PAL’ın Vodafone ile hazırladığı rapor, bu sorulara yönenilik oldukça önemli tespitlerde bulunuyor.
Dizi çekerek sanayi politikası olur mu?
🖊 Global İşler Köşesi
Bundan 15 yıl dizi ve film sektörünün ihracatı 10 milyon dolarlara ancak yaklaşıyordu. 2022 yılında bu rakam 750 milyon dolara ulaşmış. Bugün artık Türk dizileri dünyada 160’tan fazla ülkede 800 milyon izleyiciye ulaşıyor. Türk dizileri bölüm başına 300 ila 700 bin dolar arasında alıcı buluyor.
Oldukça hızlı büyüyen bu sektör sadece ihracat anlamında değil, ülkedeki istihdam dinamikleri açısından da oldukça önemli. Yaratıcı ekonomilerin istihdamdaki payı %2’ler seviyesinde iken bu oranın 2030’larda %3’lere çıkması bekleniyor.
Aynı zamanda içeride üretilen prodüksiyonlar dışarıdan dizi ve film ithalatına dönük ihtiyacı da azaltarak cari açığa dolaylı olarak da katkı sunuyor. Meselenin kültürel boyutuna girmiyorum bile.
Peki, tüm bunların sanayii politikaları ile alakası ne? Dünyada imalat sanayii ve orta sınıf arasındaki ilişki nasıl şekilleniyor? Türkiye yaratıcı sektörlerin gelişmesi için neler yapabilir? Tam da becerilerden laf açılmışken, acaba dizi sektöründeki kısıtımız ne? Ekonomi gazetesindeki köşemde bu soruları yanıtlamaya çalıştım.
Yaratıcı sektörlerin ekonomisi için The Future of the Creative Economy A report by Deloitte, 2021.
Sanayisizleşmeyle ilgili analizler: Dani Rodrik, An Industrial Policy for Good Jobs, Eylül 2022.
Bitirirken
🇹🇷🇹🇷🇹🇷 30 Ağustos Zafer Bayramınız kutlu olsun!
Bu bültende dönüp dolaşıp tekrar değindiğimiz temalardan biri de global dijital şirketlerin ulus devletlerle yaşadığı gerilim. Bu konuyu Google örneği üzerinden ele aldığım Milliyet Rekabet’te Temmuz ayında yayımlanan yazımı bu vesileyle tekrar hatırlatmak isterim.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz