Yapay zekâda Paris'in ardından: Romantizm vs Realizm- 2025/6
Paris YZ Zirvesi, Musk & Amerikan Bürokrasisi, YZ & Küresel İnovasyon İndeksi, Bakü izlenimlerim
Global İşler+ No.194 — 2025/6
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Son bir haftada aramıza katılan 42 okurumuza hoşgeldiniz diyoruz! Böylece her hafta 9748 okurumuzla buluşuyoruz.
Bu hafta ilk konumuz Paris’teki yapay zekâ zirvesi dedikoduları. Sonra Elon Musk’ın yeni kırdığı cevizlere bakacağız. Bir de bonus videom var bu konuda.
Türkiye uzun süredir bir inovasyon indeksinde yükselmiş, acaba hangisi? Son olarak da Bakü’de kurumsal girişimcilikle kamu ile ilişkilerin alakasına dair yaptığım konuşma var. Keyifli okumalar!
Yapay Zekâda Küresel Kırılma: Paris Zirvesi Ne Anlatıyor?
🖊 Global İşler Köşesi
Geçen hafta bültenimizde Paris’te düzenlenecek olan Yapay Zekâ Eylem Zirvesi’ne (AI Action Summit) dair bir hatırlatma yapmıştık. 10-11 Şubat’ta 60 ülkenin de katılımı ile Fransa’nın başkentinde düzenlenen zirve 2023’te İngiltere tarafından Bletchley Park’ta başlatılan inisiyatifin devamıydı. İkinci zirve de Mayıs 2024’te Seul’de düzenlenmişti.
Devlet Başkanı Emmanuel Macron, Paris’teki zirveyi bir tür Fransa’nın pazarlama organizasyonuna çevirmeye çalıştı:
Zirveden bir gün önce BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid en-Nahyan ülkesinin Fransa’ya yapılacak 1 GW’lık veri merkezi için 30 ila 50 milyar avro arasında yatırım yapacağı duyuruldu. (Bakalım, bu paralar ne zaman nasıl gelecek?)
Fransız yapay zekâ şirketi Mistral her yerdeydi.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi ise sonraki zirvenin ev sahibi olarak Paris’teki zirvenin eş başkanıydı.
BAE’nin yapacağı yatırım Fransa’yı AB’nin veri merkezine çevirme projesinin de bir parçası. 2030’ların başına kadar Kanadalı Brookfield, Amazon, Apollo, Digital Realty, Equinix gib şirketler Fransa’nın çeşitli bölgelerinde milyarlarca dolarlık yatırım yapmayı planlıyor.
Fransa, bu alanda Avrupa’da liderliğe soyunmaya çalışırken AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de “InvestAI” inisiyatifi ile yapay zekâ alanında 200 milyar avroluk bir kaynağı Avrupa içinde mobilize edeceklerini ilan etti.
Zirve sonrasında 60 ülkeden 58’inin imzaladığı bir deklarasyon da çıktı. Londra’daki zirvede yapay zekâ teknolojisinde emniyet risklerine odaklanılmıştı. Seul’de her devletin bu konularda yetkinlik geliştirmesine yönelik yol haritası belirlenmişti. Paris’te ise bu başlıklar öncelik olmaktan çıktı.
Ama Avrupalıların ve Çinlilerin imzaladığı sonuç bildirgesini ABD ve İngiltere imzalamadı.
Zirvede en keskin çıkış ise ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’ten geldi. Vance’in üç temel mesajı daha önce bültenimizde tartıştığımız üzere Trump döneminde ABD’deki teknoloji şirketleri ile Beyaz Saray arasındaki yakın ilişkiyi ve Vaşington’un yeni yaklaşımını da yansıtmaktaydı:
Yapay zekânın fazla regüle edilmesi yarardan çok zarar getirecektir.
Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (GDPR) gibi düzenlemelerle küçük şirketlerin önünü kesiyor.
İnternetteki saldırganlara karşı devlet çocukları koruyabilir ama devletin kendine göre yanlış bilgi (misinformation) olarak gördüğü fikirlere (opinion) yetişkinlerin erişimini engelleme gibi bir görevi yoktur.
Bana göre yukarıdaki çerçeve yeni dönemde teknoloji alanının giderek siyasallaşacağı bir zeminin oluşmaya başladığının habercisi:
Farklı regülasyon yaklaşımları arasındaki farklar Çin, AB ve ABD nezdinde daha belirginleşiyor.
Şirketler, yapay zekânın regülasyonuyla ilgili kısa vadeli ve daha önemli bazı tartışmalar yapılmasın diye felaket senaryoları üzerinden dikkati başka yöne çekiyor (Bkz. Timur Kuran Hoca’nın erişilebilirlik zinciri (availability cascades) kavramı).
Trump dönemi ile taraflar yatırımlara hız vererek bu teknoloji alanında keskin bir rekabete hazırlanıyor.
Eğer siz de Paris Zirvesi’nin detaylarını ve yapay zekâda yeni regülasyon trendlerini merak ediyorsanız bu hafta Ekonomi Gazetesi’ndeki yazıma göz atmalısınız.
Gary Marcus, Paris AI Summit Train Wreck, 10 Şubat 2025
Azeem Azhar, Realism is back at the Paris AI Summit, 12 Şubat 2025.
Elon Musk, Amerikan bürokrasisine el mi koyuyor?
✏️ Webrazzi Köşesi
Büyük şairimiz Ahmet Hamdi Tanpınar "Türkiye, evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor." demişti. Elon Musk da küresel teknoloji konularıyla ilgilenenlere kendisinden başka bir şeyle meşgul olma imkânını vermiyor.
Donald Trump, göreve başladıktan sonra Elon Musk’ı devleti yeniden yapılandırma misyonuyla kurulan “Kamu Etkinliği Kurumu”nun başkanı olarak görevlendirdi.
Kurumun İngilizce kısaltması Department of Government Efficiency – DOGE. Yani Musk’ın sosyal medyadan pompaladığı meme-coin DOGE ile aynı!
Son iki haftada Elon Musk’ın DOGE başkanı olarak yaptıklarına bakalım:
2 milyon Amerikan devlet memuruna “işten ayrılırsanız iyi bir tazminat vereceğiz” diye eposta gönderdi. Söylendiğine göre 60 bini teklifi kabul etmiş!
100 ülkede yılda 40 milyar dolar büyüklüğünde insani yardım çalışmaları yürütüen ABD Dış Yardım Kuruluşu USAID’nin binlerce çalışanını işten çıkardı ve yardımları askıya aldı. Kurumun web sayfasına erişilemiyor. Güvenlik USAID çalışanlarını içeri almıyor.
Amerikan Hazinesi’nin trilyon dolarlık ödemelerine dair verilere el koydu. Daha sonra mahkeme bu verilerin imhasına karar verdi.
Devletler şirket gibi yönetilebilir mi? Bu soru bir dönem Türkiye’de çok tartışılmıştı. Elon Musk’ın son iki haftada yaptıkları başka bir soruyu gündeme getirdi: Devletler startup gibi yönetilebilir mi? Musk ve Trump ikilisinin önümüzdeki dönemde atacağı adımlar konuşulmaya devam edecek.
Eğer siz de Musk’ı bu şekilde hareket etmeye iten kişisel özelliklerini merak ediyorsanız bu haftaki Webrazzi yazımı okumalısınız.
İki de kitap tavsiyem olacak:
Kate Conger & Ryan Mac, Character Limit: How Elon Musk Destroyed Twitter, 2024.
Walter Isaacson, Elon Musk, 2023. (Türkçe tercümesi de geçtiğimiz yıl yayımlandı!)
Yapay zeka siyasal sistemleri nasıl dönüştürecek?
🎥 Haftanın Videosu
DOGE’nin üzerinde çalışmaya başladığı ilk kurumlardan biri de Amerikan Hazine Bakanlığı idi. Bu konuda büyük gürültü kopmasının nedeni de Musk’ın stratejik öneme sahip ödeme verilerini yeni pozisyonu sayesinde kolayca elde etmesiydi.
Musk, ABD devlet kurumlarına da tam erişimi elde ederek Tesla ve Twitter gibi durmadan gerçek zamanlı veri toplayan şirketleri de hesaba katınca herhalde dünya üzerinde en kıymetli veri setine hükmeden kişi oldu.
Bu hafta Harici’den Mehmet Kıvanç ile yapay zekânın dünyada siyasal sistemleri üzerine yaptığımız sohbette bu konularla doğrudan ilişkili. Hem Musk’ı hem veri meselesini hem de yapay zekâ teknolojisinin siyasal sistemleri nasıl dönüştüreceğini aşağıda sorular etrafında konuştuk.
Yapay zekânın ideolojisi ne ?
Teknoloji demokrasiyi bitiriyor mu?
Yeni siyasal elitler teknoloji patronları mı olacak?
Yapay zekâ distopik bir geleceği mi inşa ediyor?
Küresel inovasyon indeksinde Türkiye 37. sırada
📊Haftanın Raporu
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) 2024 Küresel İnovasyon Raporu’nu yayımladı.
Rapora göre ilk beşte yer alan ülkeler şöyle: İsviçre, İsveç, ABD, Singapur ve Birleşik Krallık.
Türkiye ise 2013’ten beri bu listede hızla yukarı çıkan ülkeler arasında yer alıyor. 68. sıradan 37. sıraya yükselmiş.
WIPO raporuna göre Türkiye’nin performansını yukarı çeken en önemli avantajı yaratıcı ürünler (creative outputs) çıkarabilmesi. Bu açıdan küresel ölçekte 16. sıradayız. Raporun ne kadar sağlıklı bir analiz yaptığı tartışılabilir. Ama bazı bulgular dikkat çekici:
Daha yukarı çıkmak için de üzerinde durmamız gereken asıl konu kurumsal kapasite gibi duruyor. Bu açıdan 133 ülke arasında 100. sırada yer alıyoruz.
Kurumsal kapasite için geliştirebileceğimiz başlıklar arasında ise regülasyon ve iş ortamı bulunuyor. Daha öngörülebilir bir regülasyon ve yatırım ortamına ihtiyacımız var. Benzer bir derdin teknoloji yatırımcıları arasında da görüldüğüne daha önce dikkat çekmiştim.
Kamu ile ilişkiler ve kurumsal inovasyon
📅 Etkinlikler
Geçtiğimiz hafta Azerbaycan İnovasyon ve Dijitial Kalkınma Ajansı, Avrupa İnovasyon Konseyi ve Viveka tarafından organize edilen “4+1 ClimAccelarator and Investor Day” için Bakü’ye konuşmacı olarak davet edildim.
Konuşmamda kamu ile ilişkiler konusunda hem kişisel tecrübelerimi hem de Azerbaycan gibi kamuya ait işletmelerin (KİT) ağırlığının güçlü olduğu ekonomilerde nasıl hareket edilmesi gerektiğine dair görüşlerimi paylaştım.
Bana göre KİT’lerin dönüştürülmesinin en kolay yollarından biri kurumsal girişimcilik programları.
General Electric’ten ayrılarak kendi danışmanlık firmamı kurmama neden olan küçük bir anımı da paylaştığım konuşmamın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
🎙️ 4x4 Podcast
Gündeme dair meseleleri tartıştığımız podcast yayını Dört Dörtlük Muhabbet’te bu hafta, sporun evrimini, izleyici alışkanlıklarının nasıl değiştiğini ve büyük organizasyonların arkasındaki sosyoekonomik güçleri ve tabii ki teknoloji ile spor dünyasını bekleyen büyük dönüşümü konuştuk.
Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🎧 Global İşler+ Podcast: Apple, Spotify
🎙️ 4x4 Podcast: Spotify