No.15
👋🏼 18 Aralık’tan herkese merhaba!
Bu hafta gündemimizde ABD’de dijital piyasalara yönelik yeni gelişmeler, tekellerin inovasyonun önünü kesmesi ve fintek tartışmaları var. Dünya Gazetesi yazımda bilişsel işlere verdiğimiz önemi sorguluyorum. Son olarak sokağa çıkma yasağında neden Airbnb’de kalamıyoruz sorusuna bakacağız.
Facebook Davası
📰 Haftanın Haberi:
ABD’de dijital piyasalarda yeni bir rekabet hukuku hareketi başladı gibi görünüyor. Son 20 yıldır böyle kapsamlı rekabet davaları açılmamıştı, şimdi ise art arda büyük dosyalarla karşılaşıyoruz. İlk dava geçen ay Google’a karşı gelmişti. Geçen hafta da ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) Instagram ve WhatsApp’ı satın alarak tekel oluşturduğu gerekçesiyle Facebook'un bölünmesi için ayrı bir dava açtı. FTC “Facebook’un, değeri 10 milyon doları geçen başka alımlar yapmasının engellenmesini ve yasal sınırları aşan satın alımlara konu olan şirketlerin elden çıkarılması veya yeniden yapılandırılmasını” talep ediyor.
📸 Haftanın Fotoğrafı:
Tekelleşmenin en kötü yanı tekelleşen şirketin şişip dinamizmden uzaklaşması. Geçen hafta duyurduğumuz Merih Celasun Anma Günü etkinliğinde Ufuk Akçiğit’in sunumundan aldığım aşağıdaki tablo ilginç:
Yeni icatlar yapan çalışanlar; Google, Facebook gibi büyük şirketlere geçtiklerinde maaşları artıyor (sağ grafik) ama yeni buluş sayıları düşüyor (sol grafik).
📆 Etkinliğin videosunu izleyebilirsiniz (özellikle de 1:52:10’dan itibaren moderatörü olduğum tartışmayı :).
Dijital Reklam Tekelleri
🐦 Haftanın Tviti:
Cumhuriyetçi eyaletler de dün Google’a yeni bir antitröst davası açtı ve Google’ı çevrimiçi reklamcılık pazarını tekellerinde tutarak diğer rakipleri engellemek için Facebook ile gizli işbirliği yapmakla suçladı. Facebook ve Google beraberce dijital reklamcılık pazarının neredeyse tamamını kontrol ediyor.
📚Haftanın Kitabı: Google ve Facebook’un nasıl tekelleştiğine dair yazılmış en iyi analizlerden biri FT yazarlarından Rana Faroohar’ın Don’t Be Evil kitabı.
🚀 Haftanın Ekstrası: Google ve Facebook’un dijital reklam pazarında tekelleşmesinin bir sonucu da artık yaptığı işten para kazanamayan gazeteciğin yok olması. ABD’de yeni rekabet hareketinin öncülerinden Matt Stoller’ın bu raporu bu durumu güzel analiz etmiş. Bültenimin ilk sayısında da aynı konuyu Türkiye için ele almıştık.
Fintek ve Tekfin
📊 Haftanın Raporu:
Big Tech şirketlerinin (Tekfin) finansal teknolojileri domine etmesinin getirdiği riskleri Finans İnovasyon Laboratuvarı (Finance Innovation Lab) yeni raporunda tartışmış. Okumanızı öneririm.
Daha önce bu konuyu 26 Ağustos 2020 tarihli “Kredi genişlemesini kapsayıcı biçimde sürdürmenin yolu teknoloji” yazımda ele almıştım.
📈 Haftanın Grafiği:
🏠 Airbnb yakın zamanda dünyanın en büyük online seyahat şirketi oldu ve bu hafta başarılı bir halka arz gerçekleştirdi.
Türkiye’deki kamu politikaları Airbnb’yi anlıyor mu?
Hafta sonu sokağa çıkma yasaklarında otelde konaklayanlara hafta sonu seyahat izni verilip, ev kiralayanlara verilmemesi adaletsizlik değil mi?
Airbnb’nin Türkiye’deki kamu politikaları açısından etkilerini Ocak ayında Dünya Gazetesi’nde tartışmıştım.
Okumuş adam masabaşı iş yapar ama o işler artık yok
📝 “Global İşler” Köşesi:
📌 18-30 yaş arasındaki gençlere yönelik GYİAD’ın yeni anketine göre toplamda %26 olan işsizlik, üniversiteden yeni mezunlar arasında %37’ye çıkıyor. İşsizlerin çoğu “masabaşı” işleri tercih ettiklerini söylüyor. Her ilde üniversite hedefiyle açtığımız 200’den fazla üniversitenin mezunları, aldıkları eğitimle piyasadaki talep arasındaki uyumsuzluğun sıkıntısını daha şimdiden yaşıyor.
📌 Yapay zekanın gelişmesi, birçok bilişsel işin görülmesi için insanlara gerek kalmaması sonucunu doğuracak. Hem işsizlik problemini çözebilmek hem de toplumsal eşitsizlikleri azaltmak için yapmamız gereken “el ile” ve “kalp ile” yapılan işlere önem vermek. İnsani yönü ağır basan işlerin yapay zekaya karşı ayakta durması doğal.
📌 İnsani ilişkiye dayalı işlerin çoğu “bakım ekonomisi” içinde. Eğer okul öncesi çocuk bakımını OECD standartlarına ulaştırsaydık, bu işe harcanacak 3 milyar dolar ile 720 bin yeni iş ortaya çıkacaktı. Aynı yatırımı inşaat sektörüne yaptığınızda 290 bin kişiye istihdam sağlanıyor. Onların da çoğu düzensiz ve sigortasız oluyor. Hani inşaat istihdamın motoruydu?
Bu hafta Dünya Gazetesi’nde yayımlanan yazımı okuyabilirsiniz.
Ussal Bülten’den bu haftalık bu kadar! Bu bülteni Nesibe Kırış ve Deniz Erciyes’le beraber hazırlıyoruz.
Eğer bültenlerimi beğeniyorsanız, yine beğenecek arkadaşlarınıza iletebilirsiniz. Böylece bültenin spam klasörüne gitmesinin de önüne geçeriz.
Ayrıca e-posta adresimi adres defterinize kaydederek spam’e karşı önlem alabilirsiniz.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🔗Web: ussal.net