Uçak almak çamaşır makinesi almaya benzemez! - 2025/26
Boeing & THY, GPT Neden Kullanılıyor, Terapi & YZ
Global İşler+ No.214 — 2025/26
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Son iki haftada aramıza katılan 45 okurumuza hoşgeldiniz diyorum! Böylece her hafta 10.517 okurumuzla buluşuyoruz.
Bu hafta bültemize Trump-Erdoğan görüşmesi öncesinde başlayan THY’nin Boeing’den uçak alımı tartışmaları ile başlıyoruz. Ardından üçüncü yılını geride bırakmak üzere olan GPT’nin daha çok ne amaçla kullanıldığını analiz eden bir araştırmaya bakacağız. Eğer GPT’nin daha çok profesyonel amaçla kullanıldığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bunun en güzel örneği de son dönemde yapay zekânın terapist olarak kullanılmasını mümkün kılan uygulamalar. Bu uygulamalara dair tartışmalar da bültenimizin bir sonraki başlığı. Keyifli okumalar…
Uçak almak çamaşır makinesi almaya benzemez!
🖊 Global İşler Köşesi
Küresel diplomasi ve Türk dış politikası adına oldukça yoğun bir haftayı geride bıraktık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her sene Eylül ayı sonunda toplanan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak üzere New York’taydı. New York’taki zirvede en fazla göze çarpan gelişmelerden biri de İsrail’in Gazze’deki saldırılarının insanlık krizine dönüştüğü şu günlerde bazı ülkelerin Filistin’i devlet olarak tanıması oldu.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Ortadoğu’daki bazı İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin liderleri ile bir araya geldiği toplantıda Başkan Donald Trump, Batı Şeria’da İsrail’in muhtemel ilhak adımlarına karşı çıkacağına dair sözler verdi.
Küresel siyasetteki gelişmelerin ve Ortadoğu’daki güvenlik endişelerinin gündemin üst sıralarına yerleştiği bu dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘da ABD Devlet Başkanı Donald Trump’ın davetlisi olarak 25 Eylül’de Beyaz Saray’daydı. İkili ilişkilere ve bölgesel görüşmelere dair bir çok konu masaya yatırıldı.
Toplantı öncesinde en fazla konuşulan başlıklardan biri de THY’nin Boeing’den uçak siparişiydi.
Ancak, toplantı öncesinde yapılan açıklamalara bakınca bu konuda fikir beyan edenlerin de çoğu konuyu tam olarak bilmediği ortaya çıkıyor.
Dünyanın her yerinde milli (flag-carrier) havayollarının uçak alımları siyasi anlaşmalardır. Uçak, çamaşır makinesi gibi mahalledeki bayiden aldığınız bir ürün değil.
Çamaşır makinesi 15 dakikada üretilirken, bir uçağın banttan çıkıp testlerini tamamlaması yaklaşık üç ay alır.
Ayrıca fiyat dışında, uçak alımına karar verirken dikkate alınan birçok parametre bulunur:
Havayolu şirketleri, uçakları ve motorlarını ayrı ayrı satın alır. Gerek geniş gövdeli uçakları gerekse de bu uçaklara uygun motorları üreten şirket sayısı ise neredeyse bir elin parmaklarını geçmez.
Arzın sınırlı, talebin ise küresel ölçekte olduğu bu durumlada iyi tedarik projeksiyonları yapıp buna uygun şekilde siparişleri zamanında geçmek gerekir.
Uçak alımlarında mutlaka “offset” anlaşması yapılır. “Offset”, alım için ödenen bedelin bir bölümünün alımı yapan ülkeden tedariği veya bu ülkeye yatırım için kullanılması demek.
Offset anlaşmaları oldukça önemli. Bu konuda GE’de çalışırken dinlediğim bir hikâyeyi paylaşayım:
90’lı yıllarda Japon Nippon Havayolları, GE’den tarihin en büyük motor siparişlerinden birini vermiş. İmzalar atılmadan önce Japonlar “birkaç personellerinin motor üretiminde çalışması”nı istemişler. Tabii GE’ciler görüşmeleri durdurmuş.
Konu ulusal güvenlikle ilgili olduğu için Başkan Bill Clinton’a intikal etmiş. Clinton kesilecek faturadaki dolarları görünce “olur” demiş. 8-10 Japon mühendis birkaç sene özel kırmızı üniformalarla sadece kendilerine müsaade edilen yerlere girebilecek şekilde GE fabrikalarında çalışmış.
Bu Japon ekip, 2000’lerin başında Honda ile GE’nin ortak girişimi olarak, genel havacılıkta kullanılan, özel jetler için motor fabrikasını kuran ekip olmuş.
Şimdi biz de Boeing ile bu görüşmeleri yürütürken offset anlaşmalarından teslim süresine kadar bir çok konu gündeme gelecek. Eğer bu konuyu ve çamaşır makinesi ile uçak alımı arasındaki farkların detaylarını merak ediyorsanız bu hafta Ekonomi Gazetesi’ndeki köşeme bakabilirsiniz.
Uçakları yapay zekâ mı düşürüyor?, 14 Şubat 2020.
İnsanlar GPT’yi ne için kullanıyor?
📊 Haftanın Grafiği
Bu ay OpenAI, Harvard ve Duke Üniversitesi’nden araştırmacıların GPT ile ilgili yayımladıkları araştırma geniş yankı uyandırdı. Kasım 2022’de kullanıma sunlulan GPT’ye neredeyse son üç yıla ait veriler, büyük dil modelinin inanılmaz bir hızla geniş kitlelerce kullanıldığını ortaya koyuyor:
Temmuz 2025 itibariyle her hafta 700 milyon kullanıcı GPT’yi kullanıyor. Bu rakam dünyadaki yetişkin nüfusun %10’u.
Haftalık mesajlaşma sayısı ise 18 milyara çıkmış durumda.
Gelin, bu çalışmadan bir grafik ile GPT’nin nasıl kullanıldığına dair kırılımlara bakalım. Yukarıdaki grafikte GPT’nin daha çok üç ana iş kaleminde kullanıdlığı görülüyor:
İlk sıradaki kullanım alanı GPT’nin önemli bir tavsiye alma aracına dönüştüğünü gösteriyor. Kişisel bakım, eğitim gibi konularda GPT’den önemli bir eğitmen gibi istifade ediliyor. (%28.3)
Büyük dil modellerinin en önemli avantajı olan yazma konusu ise ikinci sırada geliyor. Tercüme, metin düzenlenmesi veya argüman oluşturma gibi konularda GPT’nin etkin bir şekilde kullanıldığı ortada. (%28.1)
Üçüncü sıradaki veri ise GPT’nin arama motorları ile rekabetini ortaya koyuyor. Eskiden merak edilen bir bilgi için Google’a başvurulurken, artık GPT’nin de bu amaçla kullanıldığını söyleyebiliriz. Buna yemek tarifleri de dahil. (%21.3) (Bu konuyu bültenimizde “İnternet medyasında değişen trendler ve yapay zekâ” başlığı ile tartışmıştık.)
Bu arada GPT’nin kodlama alanındaki maharetleri de rağbet gören alanlardan. GPT’nin kodlama amaçlı kullanım oranı %4.2 ve neredeyse tercüme amacıyla kullanıma eşit bir oran.
Yukarıdaki grafik ve aşağıdaki tabloya baktığımızda GPT’nin sadece profesyonel amaçlarla kullanılmadığı ortada. Son bir yıldaki veriler karşılaştırıldığında GPT’ye işle ilgili sorulan soruların sayısı hızla artsa da toplam mesajlar içindeki payı neredeyse %50’lerden %25’lere kadar gerilemiş.
Bu açıdan GPT, günlük hayatın içine giren bir aktöre dönüşüyor.
Sadece profesyonellerin işlerinde kullandığı bir uygulama olmaktan çıkıp günlük yaşamın birçok alanında kullanılır hale geliyor.
Yapay zekâdan psikolojik danışman olur mu?
🔬 Haftanın Araştırması
Ruh sağlığı alanında yapay zekâ uygulamaları sessizce çoğalıyor. Büyük dil modellerini yapan şirketler, bu uygulamaları terapi amacıyla sunmadıklarını öne sürse de bu ürünlere giderek daha fazla ilgi söz konusu.
Özellikle genç kullanıcılar, bir dijital arkadaş veya rehber olarak tanımlanan yapay zekâ karakterleriyle duygusal bağ kuruyor. (bkz. Yapay zekâ ile sohbet yalnızlık duygusunu daha da derinleştirir mi?)
Kriz durumlarında ne söyleyeceği kestirilemeyen, hiçbir etik sorumluluk taşımayan bu uygulamalar kullanıcıların gözünde otorite konumunda olmaya başlasa da ne kadar güvenilir?
Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, bu uygulamaların bilimsel temelden uzak, etkisi ölçülmemiş ve bazı durumlarda zararlı olabileceğini vurguluyor. Uzun süreli kullanıcılar, yapay arkadaşlarını yakın bir dost kadar değerli bulduklarını, hatta kaybetme hayaliyle “yas” bile tutabileceklerini ifade ediyor.
Stanford’da yapılan bir başka araştırma ise bu uygulamaların aşırı özgüvenli ve zaman zaman yanıltıcı olduğunu, kullanıcıların ise onlara kararlarını etkileyebilecek ölçüde güvendiklerini doğruluyor.
Son dönemde “Yapay Zekâ Psikozu” olarak tanımlanan, yapay zekâyla aşırı bağ kurma sonucu yaşanan gerçeklik kaymaları, birden çok vakada gözlemlenmiş. Üstelik, bu vakaların bir kısmının daha önce hiçbir psikolojik rahatsızlık geçmişi de bulunmuyor.
ABD’de bu konuyla ilgili bazı soruştırmalar devam ederken aynı zamanda eyalet bazında bazı düzenlemelere de gidiliyor.
Halihazırda ABD ‘de Meta ve Character.ai gibi platformlar, 13 yaş altı kullanıcılarla ruh sağlığı üzerine sohbet eden yapay zekâ uygulamaları nedeniyle resmi inceleme altında.
ABD’de llinois Eyaleti, terapi kapsamında yapay zekâ kullanımını yasakladı.
Utah, bu uygulamaların yapay zekâ olduklarının kullanıcılara açıkça belirtilmesini ve kullanıcıların kişisel verilerinin reklam sunmak adına işlenmemesini şart koşuyor. Nevada da benzer düzenlemeler söz konusu.
Büyük dil modelleri her ne kadar mantıklı cümleler kursa da bunlar sadece sahip oldukları algoritmaya bağlı olarak performans ortaya koyan istatistiksel modeller. Yoksa cevap veren makina, bir bilince sahip değil.
Bu nedenle de kurulan bu dostluklar bilinçli bir varlıkla kurulmadığı gibi bu modellerin gerçek hayattaki insanlar arasındaki ilişkilere dair bilgileri, veri tabanlarına yüklenen metinlerle sınırlı.
Bilinç konusunu Mustafa Süleyman’ın geçen hafta kaleme aldığı makaleden okuyabilirsiniz.
🎥 Haftanın Videosu
Gizem Ösün, “Dünyada Nasıl?” diye çok güzel bir program yapıyor. HaberturkTV’de her Cumartesi Türkiye’den kafayı kaldırıp dünyaya bakan bir pencere. Biz de geçtiğimiz hafta Zafer Küçükşabanoğlu ve Nazim Kemal Ure ile yapay zekâ teknolojisindeki son gelişmeleri tartıştık. Terapi konusu burada da gündeme geldi:
Yapay zekâ dediğiniz şey aslında istatistiksel bir model. ChatGPT gibi büyük dil modelleri, şimdiye kadar yazılmış metinleri okuyup oradan öğrendiklerine göre, sorunuza en hoşunuza gidecek gibi görünen cevabı verir. O yüzden bu modelleri her alanda otorite sanmamak lazım.
ChatGPT’nin en yaygın kullanım alanlarından biri de “terapi” olmuş.
Peki, dijital mecralarda dahi terapi arayışında olan insanların sıkıntılarının temel sorumlusu yapay zekâ mı?
Bence teknolojiyi suçlamak yerine toplum nasıl bu kadar yalnızlaştı diye sormamız lazım.
Bitirirken…
Değerli Ankaralı okurlarımız,
1 Ekim 2025’te Ankara’da TEKMER’de düzenlenecek olan, regülatörlerin ve girişim ekosisteminin paydaşlarının biraraya geldiği Startups.Watch etkinliğinde Ussal Danışmanlık’tan Yönetici Ortak Altan Kolbay ve Araştırma Direktörü (aynı zamanda bültenimizin editörü) Dr. Hasan Selim Özertem de “Trump Çağında Teknoloji Girişimlerinin Kamu İlişkileri” başlıklı oturumda konuşacaklar.
Ankara’da olan ve etkinliğe katılacaklarla TEKMER’de buluşmak üzere. Kayıt için linke buradan ulaşabilirsiniz.
Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🎧 Global İşler+ Podcast: Apple, Spotify
🎙️ 4x4 Podcast: Spotify