Hangi mesajlaşma uygulaması en güvenli? - 2025/11
Signalgate, Mesajlaşma Uygulamaları, İşlemci Gücü & YZ, Musk x Zuck, DeepSeek Etkisi
Global İşler+ No.199 — 2025/11
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Son bir haftada aramıza katılan 20 okurumuza hoşgeldiniz diyoruz! Böylece her hafta 9848 okurumuzla buluşuyoruz.
Bayramdan önce okur sayımızı artırmamıza yardımcı olmak isterseniz bültenimizi forward edebilirsiniz! Haydi şimdi edin!
Bu hafta neler var? ABD’deki Signalgate skandalı çok ilginç bir olay. Bu çerçevede farklı mesajlaşama uygulamalarının avantaj ve dezavantajlarını tartışacağız. Geçen hafta veri merkezleriyle ilgili yazımın üzerine NVIDIA’nın yıllık konferansından güzel bir video geldi. Sonra Musk-Zuck popülarite yarışına dair veriler var. Bu hafta bültenimizi Deepseek fırtınasıyla ilgili en beğendiğim yapay zekâ üstadlarından Kaifu-Lee’nin yorumlarıyla bitiriyoruz.
İyi okumalar!
BTK'nın OTT Yönetmelik Taslağı & ABD'de Signalgate Skandalı
🖊 Global İşler Köşesi
Geçen hafta Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu, mesajlaşma uygulamalarına yönelik yeni bir yönetmelik taslağı hazırladığını duyurdu. Artık Türkiye’de 1 milyondan fazla kullanıcısı olan mesajlaşma uygulamalarının lisans alması gerekecek.
Bunun bir sonucu olarak da yeni düzenlemelere uyum sağlamak istemeyen bazı mesajlaşma uygulamaları 2026’da hayatımızdan çıkacak.
Bugünlerde “Her işte bir hayır vardır!” diye düşünmek lazım. Böylece olmadık kişilerle gruba girme, yanlış gruplara mesaj atma ihtimalimiz azalacak!😅
Niye mi böyle diyorum? Zira bugünlerde dış politika gündemi ABD’deki Signalgate diye adlandırılan yeni bir skandal ile çalkalanıyor. Skandalın kahramanlarından biri de The Atlantic’in genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg.
Goldberg, 11 Mart günü Signal’de bir gruba eklenir. Ancak, Goldberg’in, eklendiği grup öyle sıradan bir grup değildir:
Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz tarafından, Yemen’de Hutilere karşı yapılacak saldırının koordinasyonu için kurulan grupta JD Vance başta olmak üzere güvenlik ve dış politika bürokrasisinin ağır topları bulunmaktadır.
Signalgate aslında 21. yüzyılda güvenlik bürokrasisinin dahi nasıl kolaya kaçarak stratejik anlamda oldukça kritik olan konuları mesajlaşma uygulamaları üzerinden haberleşerek yönettiğinin güzel bir örneği.
Bu tarz güvenlik konularını yönetirken kolaya kaçınca gazetecilerin de dahil edilebildiği durumlar ortaya çıkabiliyor.
WhatsApp başta olmak üzere birçok uygulama baştan sonra şifrelenmiş bir biçimde mesajların paylaşıldığını söyleyerek kullanıcılarda bir güven tesis etmeye çalışıyor.
Ama şimdilerde hem ABD’de hem de ülkemizde en çok konuşulan başlıklardan biri bu mesajlaşma uygulamalarının ne kadar güvenli olduğu.
Aslında her uygulama farklı bir güvenlik katmanına sahip. Hangi mesajlaşma uygulamasının daha güvenilir olduğunu merak ediyorsanız bu hafta Ekonomi Gazetesi’ndeki köşemi okumalısınız.
Bu arada kısa bir hatırlatma: Her zaman kendim uygulayamasam da Hürriyet Gazetesi’nin manşetinde görmek istemeyeceğiniz bir şeyi hiçbir yere yazmayın! (Tabii 10 yıl öncenin Hürriyeti’nden söz ediyorum 🙃)
The Atlantic publishes full Signal chat messages showing military plans about U.S. strikes in Yemen, NBCNews, 26 Mart 2025.
The Trump Administration Group Chat, Signal: The Coke of Secure Messaging, Transparency Versus Security, Stratchery, 25 Mart 2025.
Akıl yürüten yapay zekâ modelleri ve işlemci gücü
🤔 Fikri Takip
Geçen hafta bültenimizde veri merkezlerinin yapay zekâ modellerinin eğitim süreçleri geride kalırken özellikle daha iyi performans sergilemeleri için işlemci günün neden giderek daha da önemli olduğuna dair şöyle demiştik:
Yeni dönemde ihtiyaç duyulan ise GPT’nin “o serisi” modelleri gibi yeni nesil “akıl yürütebilen” büyük dil modellerinin daha doğru sonuçları daha kısa sürede vermesini sağlayacak işlemci gücü. Bu da kullanıcı ile arasında fazla mesafe bulunmayan yeni nesil çiplerin kullanıldığı veri merkezleri demek.
Nvidia’nın kurucusu ve CEO’su Jensen Huang’ın GTC 2025 etkinliğinde yaptığı konuşma bu konuya dair oldukça açıklayıcı bir çerçeve çiziyor.
Sunum oldukça uzun. Ancak, Jensen Huang’ın işlemci gücünün önemine dair 53. dakikadan başlayarak yaklaşık 30 dakika boyunca yaptığı analiz oldukça ufuk açıcı. Bayramda dinlemek isteyenler için konuşmayı aşağıda paylaşıyorum:
Musk mı, Zuckerberg mi?: Amerikan Halkı Kimi Daha Az Seviyor?
🤯Dijital Kodamanlar
ABD merkezli araştırma kurumu Pew Research’ün, Elon Musk ve Mark Zuckerberg hakkında yaptığı çalışmanın sonuçları bu iki isim açısından pek de iç açıcı bir resim ortaya koymuyor. Şubat ayında kamuoyu ile paylaşılan sonuçlara göre:
Çalışmaya katılan Amerikalıların sadece %25’i Zuck hakkında olumlu bir kanaate sahipken, Musk için bu oran %42.
Ama yapılan çalışmada ilginç bir fark göze çarpıyor: Musk hakkındaki görüşler siyasi eğilimlere göre değişirken, Zuckerberg hemen her kesimden eşit oranda nefret toplamayı başarmış.
Yukarıdaki tabloya bakınca Musk’ın popülaritesini yukarı çeken asıl faktör ülkedeki Cumhuriyetçiler. Liberal “Woke” akımına karşı X platformu üzerinden yürüttüğü kampanya Elon Musk’a yeni sempatizanlar kazandırmış (bkz. “Yapay zekâ ve hoşgörü Trump’ın kazanmasında ne rol oynadı?”).
Donald Trump’ı ABD Başkanlık seçimlerinde başından beri destekleyen Musk, Silikon Vadisi’nin geleneksel olarak demokratların yanında konumlandığı siyasi eğilimin dışında yer alıyor. Son dönemde Zuckerberg’in de Trump ile iyi geçinmek üzere pozisyonunu değiştirmesi ise daha önce tartıştığım üzere ABD’de dönüşen siyasal iklimin bir yansıması.
Trump’ın Meta’nın son hamleleri hakkında söylediği "Uzun bir yol kat ettiler." yorumu, bu dönüşümün en net özeti.
Tabii, ABD’de değişen iklimle hükümette kilit bir pozisyon elde etse de Musk şu sıralar finansal anlamda yeni meydan okumalarla karşı karşıya. İş adamı kimliğinin yanında giderek daha da belirginleşen siyasi konumlanması hem Avrupa’da hem de ABD’de Musk için maliyet oluşturuyor.
Musk’ın amiral gemisi Tesla, ABD’de Demokratlar tarafından boykot ediliyor. Avrupa’da ise aşırı sağcı partileri destekleyen Musk yüzünden elektrikli araç piyasası yükselişteyken Tesla’ya olan talep düşüşte. Çinli firmalarla kızışan rekabette cabası.
Öte yandan Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski ile Musk arasındaki polemik de SpaceX’in güvenilirliğine gölge düşürmüş durumda. Önümüzdeki dönemde Amazon’un Blue Origin’i dahil olmak üzere uzay teknolojilerinde rekabet kızışırken girdiği siyasi angajmanlarla odak noktasını kaybetmeye başlayan Musk’ın yeni planının ne olacağını göreceğiz.
Öyleyse o meşhur soruyu tekrar sormak gerekebilir: Musk soytarı mı yoksa bir dahi mi?
Çinli teknoloji şirketleri yapay zekâ ile ivmeleniyor
📈 Haftanın Grafiği
Çinli DeepSeek firmasının Ocak ayında kullanıma sunduğu büyük dil modeli Deepseek R1 modeli gerek performansı gerekse de düşük maliyeti ile teknoloji dünyasında şok etkisi yapmıştı.
Morgan Stanley tarafından bu ay yayımlanan bir değerlendirme, DeepSeek’in yaptığı atılımın ABD’nin inovasyon alanındaki sarsılmaz liderliğine bir darbe olduğunu savunuyor.
DeepSeek’in başarısı, mevcut çip ambargolarına rağmen Çinli firmaların verimliliği yüksek, maliyeti düşük çözümler üretilebileceğini gösterirken ABD’nin bu alandaki üstünlüğüne de meydan okuyor.
Morgan Stanley tarafından yayımlanan kısa değerlendirmede bir de en büyük 7 ABD’li teknoloji firması (Alphabet, Amazon, Apple, Meta, Microsoft, Nvidia, Tesla) ile 7 Çinli teknoloji firmasının (Alibaba, Baidu, BYD, Meituan, SMIC, Tencent, Xiaomi) Ocak 2025 sonrası borsadaki performansları karşılaştırılmış:
DeepSeek’in başarısı Çin’in MSCI Endeksinde %26’lık bir yükselişe kapı aralarken, Çinli firmalar ABD’li rakiplerinden açık ara daha iyi performans göstermiş.
Tabii, genel trende bakıldığında Çin’in bu yarışta mutlak galip olduğunu söylemek güç. Yine de 2025 yılına iyi bir başlangıç yaptıkları ortada.
Çin’in yapay zekâ alanındaki başarısından bahsederken Pekin’in teknoloji alanındaki agresif stratejisini de not etmekte fayda var.
Yapay zekâ teknolojilerinde önemli bir otorite olan ve bir zamanlar Apple, Microsoft ve Google gibi teknoloji şirketlerinde üst düzey yöneticilik yapan Kai Fu Lee, DeepSeek’in başarısının ardında yatan faktörlerden birinin de açık kaynak modellerin kullanılması olduğunu söylüyor.
Bu durumun Çin’e avataj sağladığı giderek güçlenen bir kabul haline gelirse önümüzdeki dönemde Amazon ve Microsoft’un açık kaynak modellerin yasaklanmasına dair lobi başlatması şaşırtıcı olmayacaktır.
Kai Fu Lee’nin Bloomberg’teki röportajını aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.
Kai Fu Lee’nin yapay zekâ üzerine yazdığı iki kitabı da bültenimizde daha önce paylaşmıştık. İlgilisi için tekrar paylaşmakta fayda var:
😁 Haftanın Memesi
Bitirirken
Bayram tatilinin 9 güne çıkması nedeniyle haftaya bültenimiz tatil olacak. 11 Nisan’da görüşmek üzere! İyi bayramlar!
Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🎧 Global İşler+ Podcast: Apple, Spotify
🎙️ 4x4 Podcast: Spotify