Global İşler+ 2024/8
🇹🇷 Yeni Kripto Varlık Kanunu 📺 Dijital Platform Yarışları & Türk Dizileri, 👩🏻⚖️ Stajyer Avukatlar v.s. ChatGPT, 🌱 Gelişmekte Olan Piyasalarda Düşük Karbon Ekonomisi
No.156 — 2024/8
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
Son bir haftada aramıza katılan 17 takipçimize hoşgeldiniz diyoruz!
Uzun zamandır kripto varlıklarla ilgili yazmıyordum. Piyasalar ısınırken, bu haftaki köşe yazımın konusu kripto varlıklar. Sonra Afrika’nın BluTV’sini inceleyeceğiz. Ardından yapay zekâ konusuna geri dönüyoruz: ChatGPT’nin ilk işsiz bıraktığı grup stajyer avukatlar olabilir. Veriler aşağıda. Son olarak iklim teknolojileri köşesinde bu kez gelişen ekonomideki finansman maliyetlerine bakıyoruz.
Keyifli okumalar!
Türkiye’de kripto varlık kanunu bu sene çıkacak, peki dünyada ne oluyor?
🖊 Global İşler Köşesi
Bugüne kadar günyada kripto varlıklar ile ilgili 20 ülke düzenleme yapmış.
Bu ülkeler arasında yer alan BAE ve Singapur yaptıkları düzenlemelerle kripto varlık ve blokzinciri teknoljisinde dünyada önemli merkezler haline gelmeyi amaçlıyor.
Bizim ülkemizde ise öncelikli hedef, kullanıcının korunması. Son zamanlarda tartışılan kanun taslağının ülkemizi kripto varlıklar alanında merkez yapmak gibi bir iddiası yok.
Blokzinciri teknolojisi, önümüzdeki yıllarda, piyasada daha hızlı ve düşük maliyetle işlem yapılabilmesini vaadediyor.
Öte taraftan hız kazanan tokenizasyon süreci ile piyasada emlak varlıkları, sanat eserleri ve büyük yatırım projelerinin farklı bir boyutta finansallaşması ve yeni bir likidite yaratılması mümkün.
2023 yılı itibariyle tokenize olmuş varlıkların değeri 0.4 milyar dolara ulaşmış. Coinbase Aralık ayında yayımladığı raporda bu yıl bu sürecin ivmelenmeye devam edeceğini söylüyor.
Roland Berger’in Ekim ayında yayımladığı raporda ise 2030’a kadar bu piyasanın 10 trilyon doların üzerinde bir değere ulaşacağı öngörülüyor.
Ekonomi Gazetesi’ndeki köşemde bugün, dünyada kripto varlık alanındaki son trendleri, tokenizasyon kavramını, stabilkoinleri tartıştım. Eğer bu sene çıkması beklenen kripto varlık kanunu ile ilgili de ipuçlarını bulmak isterseniz, bu haftaki köşe yazıma bir göz atmalısınız.
Hyun Song Shin, Tokenisation for the real world, Şubat 2024.
Dünyada kripto varlık regülasyonları nereye gidiyor?, 2 Haziran 2023.
Güney Afrikalı Showmax Netflix’e rakip çıktı
🗞️ Haftanın Haberi
Sekiz yıl önce kurulan Afrikalı dijital platfom Showmax, Netflix ve Amazon Prime gibi devleri geride bırakarak kıtada liderliğe oturmuş.
Halihazırda 2.1 milyon abonesi olan platform, önümüzdeki beş yılda 50 milyon aboneye ve 1 milyar dolarlık ciroya ulaşmayı hedefliyor.
Showmax’in başarısının ardında yatan formül ise üç sütundan oluşuyor:
Premier Lig gibi önde gelen futbol liglerinin maçlarını platform üzerinden yayınlaması
HBO ve Comcast gibi kaliteli İngilizce içerik üreten platformlarla işbirliği yapması
Yerel içeriklere platformda yer vermesi
Benzer bir içerik stratejisi izleyen BluTV de Türkiye’de önemli bir ticari başarı kazanmış, 2023 yılında da Discovery’e satılmıştı.
Aydın Doğan Yalçındağ’ın BluTV serüveninin Türkiye’deki en başarılı girişimcilik hikayelerinden biri olduğunu düşünüyorum. Nedense üzerinde fazla durulmadı.
Öte yandan, geçtiğimiz hafta ülkemizde de gündem olan the Economist’in haberine göre ABD ve İngiltere’nin ardından Türkiye en fazla dizi ihraç eden üçüncü ülke olmuş.
Bu arada makaleye göre Türkiye’de uygulanan sıkı sansür politikası ile yapımcıların açık saçık sahneler yerine cinsel gerilimi yüksek sahnelere yönelmesi, Müslüman ülkelerde Türk dizilerine artan rağbette önemli rol oynuyormuş.
😁 Haftanın Meme’i
ChatGPT stajyer avukatların yerini mi alacak?
🤔 Fikri Takip
Onit AI Center of Excellence tarafından Ocak ayında yayımlanan bir çalışmada büyük dil modellerinin sözleşmeleri ne kadar iyi inceledikleri doğruluk, zaman ve maliyet açısından incelenmiş ve kıdemli avukatların, stajyer avukatıların, hukuk müşavirlerinin performansı ile mukayese edilmiş.
Bu çalışmadaki sonuçları karşılaştırmak üzere belirlenen “gerçek referans değerleri (ground truth) belirlemek de kıdemli avukatlara düşmüş.
Sonuçlar ise bir hayli ilginç:
GPT4 gibi gelişmiş büyük dil modelleri, sözleşmeleri henüz kıdemli avukatlar kadar iyi inceleyip hukuki meselelere dair onlar kadar iyi tespitlerde bulunamasa da en az stajyer avukatlar kadar iyi performans göstermiş.
Bu süreçte kıdemli avukatların dil modellerinin sözleşmeleri incelemesi için hazırladığı çerçeve ve komutlar (prompts) doğruluk oranlarını artırırken, belli bir standart çerçeve olmadığında genel dil modellerinin daha düşük performans gösterdiği tespit edilmiş.
Öte yandan -beklendiği üzere- büyük dil modellerinin insanlardan daha hızlı bir şekilde sözleşmeleri incelediği görülmüş.
Çalışmanın çıktılarından biri de hukuk alanında çalışan profesyonellere nazaran daha ucuz ve etkin hizmet sağlayan büyük dil modellerinin, önümüzdeki yıllarda, bu sektörü önemli ölçüde dönüştüreceği yönünde.
Özellikle belli iş kolları için münhasıran eğitilmiş büyük dil modellerinin önümüzdeki dönemde yaygınlaşması bu süreci daha da hızlandıracaktır.
Peki, büyük dil modelleri stajyerlerin yerini alırsa ileride “gerçek referans doğru”yu kim belirleyecek?
Kasım ayında ChatGPT teknolojisi dönüşen ekonomiyi ve meslek alanlarını “Gençlere kodlama öğretmek artık çare değil” başlığı ile tartışmıştım.
Net sıfır hedefi ve düşük karbon ekonomisinin finansal boyutu
🌱 İklim Teknolojileri
Nathan Bullard’ın "Decarbonization: Stocks and Flows, Abundance and Scarcity, Net Zero" sunumunu incelediğimizde gelişmekte olan piyasaların (emerging markets) finansal zorluklar ve yüksek maliyetlerle karşı karşıya olduğu görülüyor. Bu konulara meraklıysanız incelemenizi öneririm!
BRICS üyesi olan Hindistan ve Güney Afrika örneklerine bakıldığında yenilenebilir enerji projelerinde borçlanma maliyetleri hâlâ oldukça yüksek.
Bu ülkelerde borçlanma maliyetini yükselten unsurlar ise şu şekilde:
Risksiz yatırım getirisi oranı (risk-free rate): Tüm dünyada olduğu gibi Hindistan ve Güney Afrika’da risksiz yatırım getirisi olan enstrümanların faiz oranları yükseliyor. Bu durumda faizden gelir etme seçeneği, riskli yatırımlara nazaran daha cazip hale geliyor.
Ülke riski (sovereign risk): Gelişmekte olan ülkelerin kamu politikaları ve bu ülkelerdeki ekonomik istikrarsızlıklar yatırım iştahını olumsuz yönde etkiliyor.
Kur riski (currency risk): Yerel para birimlerindeki dalgalanmalar ve devalüasyon tehlikesi, uluslararası yatırımcılar için ciddi bir endişe kaynağı oluşturuyor.
Kurumsal riskler: Yerel şirketlerin yönetim yapılarındaki bozukluklar, krediye erişimde yaşadıkları zorluklar ve bu şirketlerin finansal zayıflıkları proje maliyetlerini artırıyor. Bu risk, Güney Afrika’da nispeten daha düşükken Hindistan’da önemli bir kalem olarak öne çıkıyor.
Proje bazlı riskler: Teknik zorluklar ve altyapı eksiklikleri gibi projeye özgü riskler, yatırım getirisini düşürüyor ve maliyetleri daha da yukarı çekiyor.
Yeşil dönüşüm konusunda kalkınmış ekonomilerin siyasetçileri oldukça hevesli olsa da finansal kısıtlar düşünüldüğünde gelişmekte olan ülkelerde bu maliyetleri kimin yükleneceği belli değil. Ne yazık ki, Türkiye için de durum aynı!
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz