Global İşler+ 2024/7
🇪🇺 Avrupa'da Teknoloji Ekosistemi, 🏛️ Kamu & İnovasyon, 🇸🇪 İsveç'te İklim Teknolojileri Yatırımları, 🥩 Yapay Et & Küresel Sorunlar, 📉 Ejder Yılında Demografik Trendler
No.155 — 2024/7
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
Son bir haftada aramıza katılan 22 takipçimize hoşgeldiniz diyoruz!
Geçen hafta Paris’te TechTour yatırımcı etkinliğinde Avrupalı yatırımcılarla derin teknoloji girişimlerini konuştuk. Bu konuşmalardan ve Atomico’nun son raporundan yola çıkarak bültenimizde ilk olarak Avrupa’da teknoloji coğrafyasını analiz edeceğiz. Sonra kamu ve inovasyona dair dünyada kamuoyu algısına dair sonuçlar var. Ardından İsveç’in nasıl yeşil teknoloji merkezi haline geldiğine bakacağız. Sonra da yapay et işindeki hüsrana… Son olarak, geçen hafta yayınlanan 2023 yılında tarihte ilk kez nüfusumuzun yerinde saydığı haberinden yola çıkarak, demografik değişim ve göç konulu köşe yazım var.
Avrupa’da teknoloji ekosistemi nasıl kümeleniyor?
📊Haftanın Raporu
2015 yılından beri düzenli olarak Avrupa’daki teknoloji ekosistemine dair geniş bir perspektif sunan Atomico’nun State of European Tech 2023 raporu yayımlandı.
Rapora göre Avrupa’da en iyi teknoloji ekosistemine sahip ülkeler ile İngiltere, Fransa, Almanya, Benelux ülkeleri, İrlanda, İsviçre ve Avusturya'dan geliyor. Akdeniz ve Doğu Avrupa'da ise aslında pek bir şey yok.
Teknoloji girişimciliği ekosisteminin güçlü olduğu ülkeler, Avrupa'nın kalanındaki becerili işgücünü de çekmeyi başarıyor.
Avrupa'daki teknoloji yatırımcıları için en büyük riskler ise şöyle:
Kamu politikaları ve yeni çıkan kanunlar
Jeopolitik istikrarsızlık ve savaş
Finansman ya da beceri eksikliği ise aynı derecede büyük riskler olarak görülmüyor.
İnovasyon alanında kamu ne kadar yetkin?
📈 Haftanın Grafiği
24 yıldır toplumsal güven konusunda çalışmalar yapan Edelman adlı şirketin 2024 yılı raporu yayımlandı. 28 ülkede 32,000’den fazla katılımcı ile yapılan araştırmanın ilginç bulgularından biri şöyle:
Çalışmada yer alan 28 ülkeden 26’sında katılımcılar, hükümetlerinin yaptığı regülasyonların yeterli olmadığını düşünüyor. Hatta katılımcıların %59’u yeni teknolojik gelişmelere dair kamunun regüle etme yetkinliğine sahip olmadığı görüşünde.
İsveç, Avrupa’da yeşil dönüşümde öne çıkıyor
🌱İklim Teknolojileri
Tech.eu Ocak 2024 Aylık Raporuna göre Avrupa’daki 16.2 milyon avro girişim sermayesi yatırımının %65’i iklim teknolojileri dikeyine gitmiş.
Kasım ayında “2024’te teknoloji yatırımlarını nasıl artırırız?” başlıklı yazımda yapay zekâ ve savunma teknolojileri ile iklim teknolojilerinin yatırımcıların en fazla ilgi gösterdiği alanlar olduğunu not etmiştim.
→ İsveç'in Liderliği ve Yükselişi: Ocak ayında İsveç, girişim sermayesi fonlarının %67’sini çekmeyi başarmış. 11.5 milyar avroluk fonun 8.7 milyar avrosu ise iki büyük kredi anlaşmasından gelmiş:
İsveçli batarya üreticisi Northvolt Ocak ayında 4.2 milyar avro değerinde Avrupa'nın şimdiye kadarki en büyük yeşil kredi anlaşmasını imzaladı. Bu kaynak şirketin İsveç'teki gigafactory ve ilk geri dönüşüm fabrikası için kullanılacak.
Geçtğimiz ay 4.5 milyar avro kredi almayı başaran Stockholm merkezli girişim H2 Green Steel ise bugüne kadar 6.5 milyar avroluk kredi ve yatırım toplamayı başarmış. Şirket, yüksek karbon salınımı yapan çelik endüstrisinde bu sorunu çözmek adına hidrojen enerjisi ile üretim yapmayı planlıyor.
Gördüğünüz gibi bazı teknolojilerinin trend olması, beraberinde bazı ülkelerin çekim merkezi haline gelmesi sonucunu da doğurabiliyor.
Yapay et dünyadaki sorunları çözer mi?
🤔 Fikri Takip
Malumunuz, iklim değişikliğine yol açan karbon emisyonlarının ana kaynaklarından biri et üretiminde kullanılan hayvanat.
Geçtğimiz yıl İtalya’da yapay üretiminin de yasaklanmasının gündemde olduğunu yazmıştım. İtalyanlar, Kasım ayında mecliste kabul edilen bir yasa ile yapay et üretimini, satışını ve ithalatını yasakladı. Bunu da İtalyan geleneklerine olan bağlılıklarının bir gereği olarak yaptıklarını ilan ettiler.
Aynı dönemde yapay et konusunda önemli yatırımları firmalardan biri olan Eat Just, Suudi Arabistan’da helal sertifikası almıştı (ilk hücreyi sağlayan etin helal olması şartıyla).
Geçtiğimiz hafta New York Times’ta kapsamlı bir makaleye imza atan Joe Fassler yakın gelecekte yapay etin gıda güvenliği ve iklim krizi sorunlarına cevap verecekte ölçekte üretilmesinin pek de mümkün olmadığını ortaya koyuyor.
Bugüne kadar neredeyse 3 milyar dolar yatırım yapılan sektörde bir porsiyon et üretiminin maliyeti binlerce doları buluyor.
Eat Just’ın kurucusu ve CEO’su Josh Tetrick, mevcut maliyetleri aşağı çekmeden yapay etin hayalden öte bir şey olmadığını, ama bu sorunu nasıl çözeceği konusunda da bir fikri olmadığını belirtiyor.
Bir zamanlar üretim maliyetleri elektrikli otomobil sektöründe en büyük engellerden biri olarak görülürken, Elon Musk Tesla’ya kurduğu gigafabrikalarla bu soruna çözüm bulmayı başarmıştı. Bakalım yapay et işine de bir Elon Musk nasip olacak mı?
Çin’de Ejderha yılı nüfus patlamasına yol açar mı?
🖊 Global İşler Köşesi
Bu hafta Çin’de Ejderha Yılı kutlanıyor. Çin Komunist Partisi bir kaç yıl önce tek çocuk politikasından vazgeçti ve bu yıl doğum oranlarında Ejderha Yılı nedeniyle gözle görülür bir artış olması bekleniyor.
Bir zamanlar dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, bu alandaki birinciliğini 2022’de Hindistan’a kaptırmıştı.
Geçtiğimiz hafta ülkemizde de yavaşlayan nüfus artışı en üst sıralardaki gündem başlıklarından biriydi.
2023 yılında Türkiye’de nüfus artışı binde 1,1 büyüme ile yerinde saymış.
Ortanca yaş da 2007’de 28 iken, 2023’te 34’e yükselmiş.
Genel trende baktığımızda son yirmi yılda genç bir nüfusa sahip bir toplum yapısından orta yaşlı nüfusa sahip bir toplum yapısına dönüşmüşüz.
Doğurganlık oranları gerilerken ve ortalama yaşam süresinin uzaması ile nüfus piramidimizin tabanı hızla daralmakta. Avrupa’da 2021 yılında doğurganlık hızı kadın başına 1,53 çocukken Türkiye, Fransa ve Çekya gibi ülkelerin gerisinde kalarak 1,71 çocuk sayısı ile ilk beşe bile girememiş.
2022 yılında ise bu rakam Türkiye’de 1.62’ye gerilemiş
Öyleyse yakın gelecekte dikkate almamız gereken meselelerden biri demografik trendlerin yönetimi olmalı. Zira yaşlanan nüfus, sosyal güvenlik sistemindeki dengelerin bozulması, tüketim kalıplarının değişmesi ve hatta siyasi tercihlerin dönüşmesi anlamına geliyor.
Önümüzdeki dönemde nüfus meselesi göç politikaları, gelişmiş ve azgelişmiş ülkeler arasındaki iktisadi uçurum, yoksullukla mücadele gibi başlıklara paralel olarak tartışılmaya devam edecek.
Amerika, Avrupa ve Asya’da yer alan gelişmiş ülkelerde nüfus trendleri nereye gidiyor?
Göç politikaları demografik sorunların çözümünde nasıl rol oynar?
Ülkelerin göç sorununa ve göçmenlere yaklaşımı nasıl?
Bu soruları ve daha fazlasını bu hafta Ekonomi Gazetesi’ndeki köşemde ele aldım.
İki hafta sonra bülteni yazmayı özlemişim. Umarım siz de okumayı özlemişsinizdir… Haftaya görüşmek üzere…
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz