Global İşler+ 2024/23
💰Kamuda İstihdam & Verimlilik, ⚖️ Dijital Regülasyonda ABD vs AB, 📉 İstihdam Piyasası & Yapay Zekâ Etkisi
No.170 — 2024/23
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
Son bir haftada aramıza katılan 8 takipçimize hoşgeldiniz diyoruz!
Bu hafta bültenimizde iki ABD-Avrupa karşılaştırması var: İlki kamu harcamaları ve ekonomik performansa etkisiyle ilgili. İkincisi, inovasyon ve regülasyon alanındaki yaklaşım farklarıyla ilgili. Bültenimizde hep işlediğimiz bir cevap yeniden karşımıza çıkıyor: Böyle konularda basit cevaplar vermek mümkün değil. Yaz tatiline girmeden önce birkaç tane de karikatürümüz var. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar!
Rahmi Koç’un dediklerini OECD verileri doğruluyor
🖊 Global İşler Köşesi
Rahmi Koç demiş ki, “Devlette 5,5 milyon kişi çalışıyor, diyorlar. Buna askerler dahil değil. Bu devlet 2 milyon kişiyle de döner.”
Türkiye’de çalışan memur sayısı yıllardır tartışılır. Ama bu sefer bu konuyu dile getiren kişi Koç Holding’in Onursal Başkanı Rahmi Koç olunca bu ifadeleri sosyal medyada OECD rakamları üzerinden karşılaştırma yaparak eleştiren de çok oldu.
Gerçekten de gerek kamudaki istihdamın genel istihdama oranı ve kamu harcamalarının gayri safi milli hasılaya (GSMH) oranı açısından bakıldığında Türkiye, OECD ortalamasının altında kalmış.
Hatta kapitalizmin beşiği olan ABD bile kamu istihdamı ve kamu harcamaları açısından Türkiye’den daha yukarılarda duruyor.
Avrupa’da ise genel olarak bu veriler ortalamayı yukarı çeker nitelikte.
Mark Twain zamanında “Üç cins yalan vardır; yalanlar, kuyruklu yalanlar ve istatistikler” demiş. Öyleyse, ortalamalara bakarak belli çıkarımlarda bulunmak ne kadar doğru?
Her zaman tam resmi vermese de istatistikler belli bir konuyu anlamamıza yardımcı olur. Ama bazı soruları sorarak elimizdeki verileri daha anlamlı hale getirebiliriz:
1980’lerden bu yana verimlilik ve refah artışı açısından bakıldığında kamunun payının yüksek olduğu ülkeler diğer ülkelere nazaran nasıl bir performans göstermiş?
Ya da kamunun daha güçlü olduğu ülkelerde gelir dağılımı daha mı iyi olmuş?
Eğer bu soruların cevaplarını merak ediyorsanız bu hafta “Rahmi Koç’un dediklerini OECD verileri doğruluyor” başlıklı köşe yazımı okumalısınız 😁
Avrupa ile ABD arasındaki kamu harcamaları açısından var olan farklardan söz açılmışken, bu farklardan biri de teknoloji yatırımlarının miktarı ve hızlı büyüyen teknoloji şirketlerinin sayısındaki farklılık.
Bu yönüyle ABD, Avrupa’nın fersah fersah önünde…
Yaygın söylemlerden biri, AB’nin kamu ağırlıklı politikalar izlemesi ve özellikle her konuyu detaylı regüle etme yaklaşımının dijital teknolojilerde ABD’nin gerisine düşmesine yol açtığı…
Gerçekten de GDPR, AB Dijital Hizmetler Kanunu (Digital Services Act - DSA), AB Dijital Piyasalar Kanunu (Digital Markets Act - DMA), Yapay Zekâ Kanunu (AI Act) gibi düzenlemelere bakıldığında Avrupa’nın regülasyon konusunda birçok ülkeye göre bir adım önde olduğu ortada. (Bu konuyu daha önce “Brüksel Etkisi – Londra Tepkisi” başlığı altında tartışmıştım.)
Ama Columbia Law School’dan Anu Bradford, “The False Choice Between Digital Regulation and Innovation” başlıklı çalışmasında Avrupa’nın dijital teknoloji alanında ABD’nin gerisine düşmesindeki neden olmadığını güzel güzel anlatmış.
Zaten, bu düzenlemeler yapılmadan önce de AB çoktan ABD’nin gerisine düşmüştü.
Bence, “Fazla regülasyon teknolojiye zararlıdır” doğru bir yaklaşım değil. Belki bu ABD’de Cumhuriyetçi çevrelerin kulağına hoş gelebilecek bir söylem ama Atlantik’in bu yakasında pek karşılığı da yok.
Hangi regülasyonlar teknolojiye zararlı, bunu tartışmalıyız. Hepsi zararlı deyince, hangilerinin zararlı olduğunu da tartışamıyoruz.
İyi regülasyonların nasıl oluşacağına ve -belki de daha önemlisi- bunları uygulamak için kamuda nasıl kapasite oluşturulabileceğine odaklanmamız lâzım.
Eğer Avrupa-ABD karşılaştırmasına dair biraz daha bilgi sahibi olmak isterseniz aşağıdaki kaynaklara göz atmanızı tavsiye ederim:
Ufuk Akcigit, Salomé Baslandze & Francesca Lotti. "Connecting to power: political connections, innovation, and firm dynamics." Econometrica, 2023.
André Diegmann, Laura Pohlan & Andrea Weber. “Do Politicians Affect Firm Outcomes? Evidence from Connections to the German Federal Parliament,” Institute for Labor Economics (IZA), Mayıs 2024.
Ruchir Sharma. “Capitalism is in worse shape in Europe,” Financial Times, 1 Temmuz 2024.
Ruchir Sharma. What Went Wrong with Capitalism. New York: Simon & Schuster. 2024.
😁Haftanın Meme’i
Yapay zekâ ile şirketler daha az maliyetle daha fazla gelir elde ediyor
🤔 Fikri Takip
5162 çalışanı olan fintek şirketi Klarna, Ekim 2023’ten beri yeni personel almamış.
Bunun nedeni ise yapay zekâ teknolojisi sayesinde daha fazla verimlilik artışı yakalanırken daha az personele ihtiyaç duyulması. Önümüzdeki dönemde şirketin istihdam ettiği personelin yıllık bazda %20 oranında azalması bekleniyor.
İstihdam edilen personel sayısı azalsa da şirketin cirosunun verimlilik artışı sayesinde artması, giderlerinin ise düşmesi bekleniyor.
Azeem Azhar’a göre Klarna’da gördüklerimiz sadece bir başlangıç. Klarna sadece 10 yaşında olan orta ölçekli bir şirket. Ama son dönemde yapay zekâ teknolojisine uyum sağladıkça başardıkları önümüzdeki dönemde ekonomide olacakların da bir habercisi:
Şirketler, yapay zekâ sayesinde verimlilikleri artıkça daha fazla para kazanacak. Ama bunu daha az personelle başaracaklar.
Bu nedenle yeni işten çıkarma dalgalarına hazır olmak gerekir.
Geçen ay Seul’deki yapay zekâ zirvesinden hemen önce paylaşılan “International Scientific Report on the Safety of Advanced AI - Interim Report” başlıklı rapora atıfla “gelişmiş ekonomilerde istihdam edilen nüfusun %60’ının yapay zekâ teknolojisinden etkilenmesi söz konusu. Gelişmekte olan ekonomilerde ise bu oranın %40’larda olacağı öngörülüyor” diye not etmiştik.
Bitirirken…
Malumunuz yaz geldi ve her yıl olduğu gibi bu sene de Ağustos sonuna kadar bültenimizi iki haftada bir yayımlayacağız. O nedenle haftaya ara veriyoruz ve bir sonraki sayımız 19 Temmuz’da e-posta kutunuzda olacak.
Şimdiden iyi tatiller!
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz