Global İşler+ 2024/14
🇹🇷 Türkiye'de Sosyal Platformların Regülasyonu, 💪 Teknoloji & Pazar Gücü, 🩻 Yapay Zekâ Kansere Karşı, 🤬 Sansürler & Facebook
No.162 — 2024/14
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
Son iki haftada aramıza katılan 18 takipçimize hoşgeldiniz diyoruz!
Bu hafta önce Twitter ve Threads örneğinden hareketle ülkemizde ve dünyada internet sitelerinin engellenme nedenlerini analiz edeceğiz. Sonra “yaratıcı yıkım” kavramına teknoloji perspektifinden yeni bir bakış açısı sunuyoruz. Ardından radyolojide yapay zekâ kullanımıyla ilgili yeni araştırma bulgularını inceleyeceğiz. En sondaysa Facebook’un “şehit” kelimesiyle kavgasını ele alacağız. Keyifli okumalar!
Bir dünya devi daha Türkiye’den çekiliyor mu?
🖊 Global İşler Köşesi
Bu haftaya “seçim sonrası yine internet siteleri kapatılıyor” söylentileriyle başladık. Gündemin ilk başlığı ise BTK’nın Twitter’a “bant daraltma” cezası verme aşamasına gelmesi. İkincisi ise Meta’nın geçen sene Twitter’a rakip olarak sunduğu Threads uygulamasının Türkiye’deki hizmetlerini sonlandırması.
İlk konu 2020’de yürürlüğe giren düzenlemeler kapsamında günlük erişimi bir milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcılarının Türkiye’de temsilci bulundurma zorunluluğunu Twitter’ın ihlal etmesi ile ilgili.
İkinci konu ise Rekabet Kurumu’nun 18 Mart tarihinde META (Facebook) hakkında hâkim durumunu kötüye kullanma şüphesi üzerine başlatılan soruşturmada aldığı tedbir kararının bir sonucu.
Dijital mecralar gün geçtikçe sosyal ve iktisadi alanda daha etkili hale geliyor. Ulus devletler da bu alanı bir yandan düzenlemeye çalışırken bir yandan da bu alana dönük çeşitli müdahale yaklaşımları geliştiriyor.
Bu yaklaşımlar ise her zaman arzu edilen sonucu doğurmayabiliyor:
Şirketler, bazı ülkelerde bu düzenlemelere hızla uyum sağlarken bazı ülkelerde ise farklı şekilde hareket edebiliyor. Peki, uyum sağladıkları ülkeler hangileri?
Devlet ve şirketler arasındaki bu gerilim bazen yasaklamalar bazen de şirketlerin o ülkelerden çekilmesi ile sonuçlanıyor. Peki, neden böyle oluyor?
Bugünkü Ekonomi Gazetesi’ndeki köşemde bu konuyu, dünyadaki örnekleri de inceleyerek ele aldım.
Teknolojik rekabet tekellerin piyasa gücünü elinden alır mı?
🤯Dijital Kodamanlar
Stanford Üniversitesi’nden Mordecai Kurz, artan üretkenlik (productivity) ve pazar gücünün (market power) ikiz kardeşler olduğunu bunun en önemli nedeninin ise teknolojinin özel mülkiyet olması ve patentler ve ticari sırlar ile bu alanın önemli ölçüde korunması olduğunu belirtiyor.
Kurz, Project Syndicate’ta yayımlanan makalesinde tekellerin gücünü hangi yöntemlerle konsolide ettiğini, teknoloji alanındaki rekabetin neden diğer rekabet alanlarından farklı olduğunu oldukça detaylı bir şekilde tartışmış.
2019 yılında ABD’de faaliyet gösteren firmaların tekel olmanın avantajı ile elde ettiği gelirleri analiz eden Kurz, 1970’lerden sonra kurulan şirketlerin bu gelirin %48.2’sine sahip olduğunu, geri kalanın ise 80 ve 100 yaşından büyük şirketler tarafından elde edildiğini göstermiş.
Buradan yola çıkarak Kurz, Schumpeter’in “yaratıcı yıkım” kavramına da bir eleştiri getiriyor:
Teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketlerin, geliştirdikleri inovasyon sayesinde üretkenliklerini hızla artırdığını ve patent gibi koruma mekanizmaları ile de kolayca pazar güçlerini pekiştirerek rahatça tekelleştiklerini belirtiyor.
Öte yandan büyük şirketler sahip oldukları kaynaklar sayesinde yeni teknoloji geliştirme konusunda büyük avantaja sahipken bu sayede de pazar güçlerini konsolide edebiliyor. Böylelikle de sahip oldukları tekel konumlarını kolayca muhafaza edebiliyorlar. Diğer taraftan bu durum, büyük şirketlerle rekabet içerisine girmeye yeltenen yeni girişimlerin pazarda tutunmaları önünde önemli engeller oluşturuyor.
Kunz diyor ki: Eğer bir şirket yeni bir teknoloji ile yerleşik tekellerin pazardaki konumunu yıkarsa, onların yerine yeni bir teknoloji tekeli ortaya çıkıyor. Bu nedenle piyasanın dengeye gelmesi mümkün olmayacağına göre o zaman buna “yaratıcı yıkım” denir mi?
Geçen hafta köşe yazımda yapay zekâ alanındaki gelişmeleri yakından takip eden Amerikan rekabet otoritesinin yapay zekâ şirketlerinin çoğunda Microsoft’un, Google’ın ya da Amazon’un hissedar olmasını sorgulamasına neden olduğunu ve bu konuda bir soruşturma başlattığını yazmıştım.
Bu hafta İngiliz rekabet kurumu da aynı konudaki çalışmasında yeni bir rapor yayınladı. Bu raporu bültenimizde inceleyeceğiz.
Not: Dr. Mordecai Kurz’un bu değerlendirmesine dikkatimizi çeken okurlarımızdan değerli büyüğüm Faruk Eczacıbaşı’na teşekkür ederiz.
Yapay zekâ ile kanseri önceden tespit etmek mümkün mü?
🗞️ Haftanın Haberi
New York Times’ta bu ay yayımlanan bir habere göre ABD’deki doktorlar meme kanseri teşhisi ile ilgili yapay zekâ teknolojisinden yararlanmaya başlamış. İlk sonuçlar hiç de fena değil.
Radyologlar mamogram sonuçlarına baktıklarında %87 doğruluk oranı ile teşhis koyarken yapay zekâ teknolojisi ile bu oranın daha yukarılara taşınması hedefleniyor. İsveç’te geliştirlen bir model sayesinde bu oran %20 nispetinde iyileştirilmiş bile.
New Yorklu radyolog Katerina Dodelzon yapay zekâ modellerinin bazen doktorların göremediklerini görebildiğini söylüyor.
Öte yandan yapay zekâ uygulamaları mamogram filmelerini önem sırasına göre önceliklendirerek radyologların daha hızlı rapor yazmalarını da sağlıyor.
Yapay zekâ teknolojisinden istifade etmenin bir maliyeti de var tabii. Kliniğine göre şimdilik bu ücretler vaka başına $40 ile $100 arasında değişiyor.
Ancak, yapay zekâ ve doktorların beraber çalışması konusunda ise yine de temkinli olmamızı gerektirecek başka bulgular da var:
Temmuz 2023’te Harvard ve MIT’den iki araştırmacının yaptığı bir çalışmaya göre yine radyoloji alanında yapay zekâ sayesinde teşhislerdeki doğruluk oranının her zaman yükselmediği ortaya konulmuş. Bu çalışmaya göre yapay zekâ doğru teşhiste bulunan doktorların performanslarını olumsuz yönde etkilerken kesin olarak emin olunamayan vakalarda doktorların doğru teşhis yapmasına önemli katkılar sunuyormuş.
Geçen hafta sağlık sektöründe yapay zekâ teknolojisinin geleceğini bültenimizde geniş biçimde ele almıştık.
Facebook ve “şehit”: İçerik moderasyonunda bağlam önemli mi?
🤔 Fikri Takip
Facebook Gözetim Kurulu (Oversight Board) yakın zamanda önemli bir karara imza attı. Bu karar, bir denetleme mekanizması olmadığında algoritmanın nasıl sansür uygulayabileceğinin de önemli bir göstergesi.
Görünen o ki, Facebook şehit/şahit kavramı geçen mesajlarda tam bir karartmaya gitmiş. Bu konuyu inceleyen Facebook Gözetim Kurulu, 26 Mart’ta Arapça’da kullanılan şehit/şahit kelimesine yönelik sansürün haksız olduğunu ve belli bir kesimin (Arapların) ifade özgürlüğünün kısıtlandığına karar verdi.
Facebook’un sehit/şahit kelimesine sansür uygulamasının nedeni ise, yine kendisinin hazırladığı, “Tehlikeli Kişiler ve Oluşumlar” listesindeki örgütlerin bu kavramı bir tür övgü amacıyla kullanması.
Bu arada bu konudaki çalışma 2021’de başlamış ve geçtiğimiz yıl kurulun önüne gelmiş. Fakat karar süreci, 7 Ekim’de patlak veren Hamas-İsrail çatışması nedeniyle gecikmiş.
Ayrıca Gözetim Kurulu, “Tehlikeli Kişiler ve Oluşumlar” listesine dönük alınan tedbirlerin daha açık ve şeffaf olması gerektiğine dair görüş bildirmiş.
Center for Democracy ve Technology’den Aliya Bhatia ve Mona Elswah bu konuda yaptıkları değerlendirmede kurulun kararının 2018’de alınan Santa Clara Prensipleri ile uyumlu olduğunu belirtirken bu prensiplere göre bağlamın yanı sıra kültürel unsurların da moderasyon politikalarında dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
Human Rights Watch ise Aralık 2023’te yayımladığı raporda özellikle Filistin ile ilgili paylaşımlara dönük Facebook ve Instagram üzerinden sistemik sansür uygulandığına dair bir rapor yayımlamıştı.
Daha önce Mark Zuckerberg’in Facebook’taki içerik denetimini bir üst mahkeme gibi hareket edecek ve denetleyecek olan Gözetim Kurulu’na (Oversight Board) bıraktığını bültenimizde tartışmıştık.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz