Global İşler+ 2023/33
🇮🇳Sanayisizleşme & Hindistan, 🔋EV & Bataryalarda Küresel Rekabet, 🦾Yapay Zekâda Tekelleşme Riski, ⚠️Dikkat Dağınıklığı & İletişim
No.137 — 2023/33
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum.
Geçtiğimiz hafta aramıza katılan 53 takipçimize hoşgeldiniz diyoruz! Birkaç haftadır size “Yapay zekâ dışında başka teknoloji konusu yok mu yazacak? dedirtmiş olabilirim. Bu nedenle bu sayımızda elektrikli araç ve batarya teknolojileri üzerine özel bir dosya hazırladık. Ama yine de yapay zekâ konusunu pas geçemedik. Umarım beğenirsiniz.
Sanayisizleşme çağında Hindistan’ın sanayi politikası
🖊 Global İşler Köşesi
Eylül ayı başında nasıl bir sanayi politikası olması gerektiğini tartışmış ve Türkiye’de gelişmekte olan dizi sektörünü örnek vererek meseleye daha geniş bir perspektiften bakmak gerektiğini söylemiştim. Zira, sanayi sektörü küresel ölçekte daha verimli hale gelmek ve rekabet edebilmek için hızla dönüşürken daha az istihdam yaratıyor.
Öte yandan bir de sanayisizleşme olgusuyla karşı karşıyayız: Türkiye’de bu yılın ilk yarısında sanayi yatırımları neredeyse üçte bir oranında gerilemiş. Peki, sanayisiz kalkınma mümkün mü?
Son yıllarda Çin örneği, sanayi üretimi ile kalkınmanın en iyi örneklerinden. Fakat Hindistan da bu tartışmaya 1990’lardan beri gösterdiği büyüme performansı ile dahil olmuş durumda.
Tabi, ABD ile Hindistan arasındaki yakınlaşmanın da Hindistan’ın daha popüler hale gelmesinde büyük payı var.
Richard Baldwin ve Dmitry Grozoubinski’nin geçtiğimiz hafta Out of the Factory and into the Back Office: Globotics for Development başlığı ile yayımladığı çalışma oldukça ilgi çekici veriler ortaya koyuyor. Buna göre Hindistan’ın 2000’lerin ortasından itibaren artan oranda net hizmet ticaretinde fazla verdiği ve bu rakamın 2022’de neredeyse 133 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Çin’in ise artan toplam ihracatına rağmen hizmet sektöründeki performansı henüz istenilen seviyelerde değil.
Bu hikayede Türkiye için ne var? Yeni dönemde Hindistan örneğine baktığımızda nasıl bir kalkınma stratejisi şekillendirebiliriz? Yapay zekâ bu hikayenin neresinde duruyor?
Tüm bu soruları Hindistan ile Çin mukayesesi üzerinden bugün, gazetedeki köşemde tartıştım.
Hindistan ekoonomisinde neler oluyor, göz atmak isterseniz… PIIE, Economic outlook for India: Short and Medium Term, Eylül 2023.
Elektrikli arabalar, batarya teknolojileri ve küresel güç rekabeti
📤 Haftanın Dosyası
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan New York’taki temaslarından en dikkat çekeni, Tesla’nın sahibi Elon Musk’ın oğlu “AE A-XII” ile geldiği, Türk Evi’nde gerçekleşen görüşmeydi.
Hem Avrupa’da hem de küresel ölçekte elektrikli araç (EV) pazarında kıran kırana bir rekabet söz konusu ve 15 Eylül’de köşemde yazdığım gibi Çin konusunda AB yeni tedbirler almayı düşünüyor.
Otomotiv sektörüne iç içe geçmiş yapılardan oluşan bir ekosistem. O nedenle mesele sadece fabrikaların kurulması değil. Birbirini destekleyen yan sektörler de bu işin bir parçası. Örneğin, batarya teknolojileri de yenilenebilir enerji alanında depolama kapasiteleri açısından giderek artan bir öneme sahip olduğu (bkz. Aralık 2022 TTGV raporu) gibi EV sektörünün de bel kemiği konumunda.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Temmuz 2022’de yayımladığı “Global Supply Chains of EV Batteries” başlıklı raporda batarya teknolojileri ve EV arasındaki ilişkiye dair oldukça ilginç veriler ortaya koyuyor. Bu rapordan aldığım aşağıdaki üç grafiğe bakarak belli çıkarımlar yapmak mümkün:
Bataryalara olan talep 2015’ten itibaren geometrik olarak artıyor. Bunun temel nedeni ise Çin’in talebi. Avrupa 2019’dan itibaren bu yarışa dahil olmaya başlamış durumda ama henüz Çin’in gerisinde.
Batarya maliyetleri giderek düşüyor. Ama bu durum batarya üretiminde kullanılan metallerin fiyatları ile doğrudan ilişkili. Bu nedenle, Lityum, kobalt ve nikel fiyatları 2021-2022 arasında hızla yükselirken 2023 yılında kısmen gerilemesi otomotiv sektörü açısından iyi haber. Girdi fiyatları düştükçe daha ucuza batarya üretmek mümkün.
Fakat ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Jose W. Fernandez’e göre 2050’ye kadar artan talebin karşılanabilmesin için Lityum üretiminin 42 kat artması gerekiyor. Bu da piyasadaki var olan kısıtları ortaya koyan önemli bir tespit.
Şimdilik Çin, otomotiv sektörü için batarya üretiminde lider ve aynı zamanda bu alanda kullanılan madenlerin önemli ithalatçılarından. Üretemediği madenleri ithal ederek bunları ülkede işliyor ve son ürüne çevirebiliyor. Son dönemde Avrupa, batarya üretiminde arayı kapatsa da ara mal üretiminde henüz Çin ile rekabet edebilecek konumda değil. Bu açıdan Çin’e en yakın rakip Rusya. Fakat yaptırımlar nedeniyle onun da ana müşterisi yine Çin.
Daha önce belirttiğim gibi Çinliler devasa ölçekte üretim yapıp yükselen sektörlerde rekabette öne geçmeyi başarıyor. EV ve batarya sektöründe Çin’in son dönemde artan ağırlığı bu savımı destekliyor.
Türkiye de son dönemde EV konusunda önemli adımlar atıyor ve bunlar sadece Tesla’nın Türkiye’ye davet edilmesi ile sınırlı değil:
TOGG’un üretime geçmesi başlı başına bir kırılma.
Ford, Toyota ve Renault gibi büyük markalar bazı elektrikli ve hibrit araç modellerini Türkiye’de üretmeyi planlıyor.
Çinlilerin batarya ve elektrikli araç üretimi için Türkiye’de yatırım çalışmaları yaptığını duyuyoruz.
Ankara’da pil hücreleri, batarya paketleri ve enerji depolama sistemlerinin üretileceği POMEGA Lityum-İyon Pil Hücresi Giga Fabrikası açıldı.
Büyük dil modellerinin (LLM) tekelleşme riski
📒Haftanın Raporu
İngiliz rekabet kurumu (CMA) ChatGPT gibi büyük dil modelleriyle ilgili rekabet riskleri neler olabilir konulu bir rapor yayınladı. Hep söylediğim gibi, dijital teknolojiler o kadar hızlı ilerliyor ki, kamu politikası oluşturmak açısından bu riskleri öngörebilmek çok önemli.
Büyük dil modellerinde neden tekelleşme riski var?
Çok parası olan en güçlü işlemci altyapısını kuruyor.
Veriye ilk erişen en iyi modeli kuruyor.
Kullanıcı en iyi çalışan ve en çok veri ile eğitilmiş modelleri tercih ediyor. Çok kullanıcı çeken modeller daha çok veri topluyor. Böylece kısır döngü oluşuyor.
Raporda deniyor ki, eğer büyük dil modellerine dair değer zinciri, dijital kodamanların bünyesinde entegre hale gelirse, halimiz fena. Değer zincirinde dört ana halka var. Yukarıdaki tablo bu halkaların entegre veya kompartımanlara ayrılmış halini resmediyor:
İşlemci altyapısı – Kim en çok NVIDIA çipi alabilecek?
Bulut üzerinde çalışan yapay zekâ servisleri – Şu an çoğunlukla Amazon ve Microsoft Azure bu konu üzerinde çalışıyor.
Altyapı Modelleri (Foundational Model) - Açık kaynak kodlu mu, yoksa ChatGPT gibi kapalı kodlu mu olacak?
Entegrasyonlar – Büyük dil modeli, mesela sadece Google arama motoruna mı entegre olacak yoksa her uygulamaya açık mı olacak?
CMA’nın raporunda Microsoft’un OpenAI, Google’ın Anthropic yatırımlarının zamanla değer zincirinin konsolide olabilme riskini şimdiden gösteriyor. Bakalım ne olacak?
Kronik toplumsal dikkat dağınıklığı ortamında iletişimin sırları!
🎤 Global İşler Podcast
Yaz döneminde ara verdiğim Wand Media Network’teki podcast yayınlarına tekrar başladım. Yeni sezonun ilk bölümünde konuğum, birçoğunuzun yakından tanıdığı, duayen gazeteci ve Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi’nden değerli büyüğüm Şeref Oğuz’du. Oldukça keyifli geçen sohbetimizde gazetecilik, bilgiye ulaşma, dikkat, rikkat, algı, üretim, tüketim konularını konuştuk. Ayrıca şu sorulara cevap aradık:
Getir haberlerini neden Türk basınında değil de Financial Times’dan okuduk?
Kronik toplumsal dikkat dağınıklığı ortamında iletişimin sırları neler?
Genç gazeteci adaylarına tavsiyeler ne olmalı?
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz