Global İşler+ 2023/23
📚Daron Acemoğlu, 🚽Susuz Tuvaletler, 🇮🇳Hindistan'dan Beyin Göçü, 🇪🇺Twitter & Dezenformasyon, 🏭Müzeleşen Avrupa & Yükselen Çin
No.127 — 2023/23
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Her Perşembe sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum.
Bu hafta aramıza katılan 12 okurumuza hoşgeldiniz diyoruz!
Daron Acemoglu
📚Haftanın Kitabı
Bayram tatilinde kitap okuyacaksanız, bu kitabı okuyun derim. Daron Hoca’nın son kitabı Power and Progress: Our Thousand-Year Struggle Over Technology and Prosperity, bültenimizde ele aldığımız birçok temanın üzerinden geçiyor:
Teknolojik değişim illa ki toplumsal refah getirmek zorunda değil. İngiltere’de sanayi devrimi olup tekstil endüstrisi geliştiğinde, eskiden evinin altındaki dükkanda çalışan terziler (ve hatta çocukları) günde 12 saatlik fabrika mesaisine mahkûm olmuştu.
ChatGPT ile ilgili de en çok konuştuğumuz konu, acaba işlerimizi elimizden mi alacak ve gençler aç mı kalacak, yoksa yeni işler yaratılmasına vesile olup toplumsal refahın artmasını mı sağlayacak?
Kitabı okumak zor gelirse, Daron Hoca’nın yine Türk yazar Rana Faroohar ile Financial Times’daki mülakatını okuyabilirsiniz. Türkiye’deki seçim sonuçlarını da değerlendiriyorlar!
Sifonsuz tuvalet olur mu?
🗞 Haftanın Fotoğrafı
Bu sene 18.’si düzenlenen Venedik Mimarlık Bienali’nde alışılmışın dışında bir dizayna sahip olan susuz tuvaletler oldukça ilgi çekmiş. Finlandiya pavyonunda sergilenen dış mekân tuvaleti ise en fazla öne çıkanı. Bu tuvaleti özel kılan ise tasarımıyla beraber su kullanılmadan atıkları komposta dönüştürülebiliyor olması. Bu sayede sürdürülebilir bir ekosistem için atıkların bir döngü içerisinde doğaya tekrar kazandırılması hedefleniyor. Bu atıklardan hem gübre hem de biyogaz elde edilebiliyor.
Finlandiya’da Huussi olarak bilinen bu susuz tuvaletlere alternatif modeller de mevcut. Biri uçaklarda olduğu gibi vakumlu tuvaletler, diğeri ise Alman pavyonunda sergilenen katı ve sıvı atığı ayrı tanklarda ayrıştıran tuvalet dizyanı. Bloomberg’in haberine göre susuz tuvaletlerin maliyetleri hâlâ çok yüksek.
Hindistan’daki en büyük sorunlardan biri de içinde tuvaleti olmayan evlerin bulunduğu köylerde, gece tuvalete giden kadınlara tecavüz edilmesi. Bakalım yoksul ülkelerde tuvalet sorununa ölçekli çözümler getirilebilecek mi?
“ABD’nin Hindistan’dan en değerli ithalatı yeni mezun mühendisler”
🧐Fikri Takip
2020’de “Microsoft, MasterCard ve Adobe CEO’su Hindistan’da devlet lisesinden mezun” başlıklı yazımda Hindistan’dan göç eden parlak beyinlerin 30 yıl sonra ülkedeki bilişim sektörünü nasıl geliştirdiğini yazmıştım. Ayrıca aynı yazıda Türkiye’de 1960’lardan başlayarak son 60 yılda üç farklı dalga halinde göç eden Türkler’in ülkemiz ekonomisi üzerindeki (potansiyel) etkilerini ele almıştım.
Bu hafta Harvard Üniversitesi’nden Prithwiraj Choudhury’nin önderliğinde hazırlanan “Top Talent, Elite Colleges, and Migration: Evidence from the Indian Institutes of Technology” başlıklı NBER raporu daha önce yazdıklarımı destekleyen bulgular sunuyor:
Türkiye’deki üniversite giriş sınavına benzer bir sınavdan geçerek, Hindistan’ın önde gelen teknik üniversitelerinden mezun olanların her sene bu sınavda ilk 1000’e giren öğrencilerin %36’sı, ilk yüzdekilerin ise %62’si mezun olunca ülkeyi terk ediyor.
En iyi okullardan mezun olanların göç oranı daha da yüksek! Bir nevi bizim ODTÜ ve İTÜ’ye benzeyen IIT Delhi, IIT Kanpur, IIT Bombay, IIT Madras ve IIT Kharagpur’dan mezun olanların göç oranı diğer okullardan mezun olanlara göre %5 daha fazla.
Nisan ayında da Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından yayınlanan, yazarları arasında Ufuk Akçiğit’in de olduğu, “Beyin Göçünden Beyin Gücüne” başlıklı rapordan yola çıkarak “Akademisyenlerimiz neden yurtdışında daha verimli?” diye sormuştum. Bu yazımda ise beyin göçünün aslında yeni ilişkiler ağının, yeni fikirlerin, yeni işbirliklerinin, ve dolayısıyla yeni dünyaların kapısını aralıdığını söylemiştim.
Twitter AB’nin dezenformasyona ilişkin düzenlemesinden çekildi
🧐Haftanın Tviti
2022 yılında gönüllülük esasıyla 34 şirket tarafından imzalanan Dezenformasyona İlişkin Güçlendirilmiş Uygulama Kuralları (2022 Code of Practice on Disinformation) Twitter tarafından da imzalanmıştı. Ancak, Twitter Mayıs ayında bu imzasını geri çekti.
Twitter’ın anlaşmadan çekilmesinin ardından yerel piyasalardan sorumlu AB Komiseri Thiery Breton bir tvit atarak 25 Ağustos’tan itibaren Dijital Hizmetler Kanunu çerçevesinde ister gönüllü ister gönülsüz olarak yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olacağını hatırlattı.
2022’de imzaya açılan Dezenformasyona İlişkin Güçlendirilmiş Uygulama Kuralları, dezenformasyon ile mücadelede şirketlerin siyasi reklamlara dair şeffalık, bilgi teyit eden kurumlarla işbirliği ve araştırmacılara daha iyi veri temin edilmesi gibi hususlarda atılan adımlarını raporlamalamalarını öngörüyor.
Elon Musk, Twitter’ın bir kiş hariç Avrupa’daki tüm kamu ile ilişkiler ekibini kovduğu için bu kadar kaçınılmaz hale gelmişti. Görünen o ki, bu ilişkinin ister istemez Türkiye’ye de yansımaları olacak.
Avrupa dünyanın müzesi olmuşken Çin’in yeni konumu ne?
🖊 Global İşler Köşesi
Avrupa, herkesin ziyaret etmek istediği büyük bir müze haline gelmiş durumda. Ama eskiden Avrupa ekonomisi deyince aklımıza büyük sanayi şirketleri gelirdi. Bugün ise Avrupa’daki borsaların toplam değerinin %15’ini lüks ürün üreten şirketler oluşturuyor. Yani Avrupa temelde çanta satarak para kazanıyor. Bir nevi müzenin hediyelik eşya dükkânı olmuş durumda. Tarihi ve kültürel eserleri gez, çantaları al, git. Avrupalıların sattığı çantaların en büyük müşterisi ise Çinliler.
Peki, Çinliler bu pahalı çantaları alacak parayı nereden kazanıyor?
Çin ekonomisini nasıl montaj sanayiinin çok ötesine geçti ve dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda ilerliyor?
Bu sorular gün geçtikçe daha sık soruluyor ve Çin’i daha yakından tanımak gerekiyor. Ben de geçtiğimiz hafta Nasıl Bir Ekonomi gazetesindeki köşemde bu sorulara cevap aradım.
Avrupa ekonomisinin içindeki duruma farklı bir pencere açan Richer Sharma, “Europe’s new success stories are built on high luxury, not high tech” başlıklı yazısında Avrupa’da, özellikle de Fransa’da, lüks markaların yükselişini ve sanayinin ise ekonomideki payının giderek küçülmesini çok iyi özetlemiş.
Eric Schmidt’in Foreign Affairs’teki “Innovation Power: Why Technology Will Define the Future of Geopolitics” başlıklı makalesi ise sert güç, yumuşak güç, akıllı güç gibi kavramlara bir yenisini eklemiş.
Bitirirken…
Haftaya sizden müsaade rica ediyorum. Sonra da bayram tatili var. Bayramdan sonraki hafta sürpriz format değişiklikleriyle karşınızda olacağız. İyi bayramlar!
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🔗Web: ussal.net