Global İşler+ 2022/38
📰Habercilik ve Telif Sorunları, 🌎ABD'nin Karbonsuzlaşma Çabası, 🦄Unicorn & Turcorn
No.98 — 2022/38
Değerli okuyucularım,
Bu hafta uzun süredir ilk defa uzun bir dosya yazdım sizler için. Arada bir böyle orijinal içerikli dosyalar oluşturmayı planlıyorum.
Bu haftaki dosyamız, arada bir değindiğim, internetteki tekelleşmenin haberciliği öldürmesinin önüne nasıl geçilebileceğiyle ilgili. İnternet şirketlerinin ifade hürriyeti ve demokrasi üzerindeki oluşturduğu risklere karşı Hür İnternet Vakfı’nın kuruluş çalışmalarına da başlamış bulunuyoruz. Bu çabamıza katılmak isteyenler benimle temasa geçebilir.
Herkesin haber kaynağı internet: Peki, haberciler parayı nereden bulacak?
📤 Haftanın Dosyası:
Reuters’in son araştırmasına göre, Türkiye’de ana haber kaynağı internet olanların oranı %83. Birçok gelişen pazarda da oran böyle.
Bu oran, ABD’de %67, Almanya’da %63. Ama bu ülkelerde de internet birinci sırada.
TÜİK’e göre, Türkiye’de son 10 yılda gazete tirajları %30, dergi tirajları %50 düşmüş.
ABD’de son 10 yılda gazetelerde çalışan gazeteci istihdamı 71 binden 30 bine düşmüş. İnternet yayın organlarında çalışan gazeteci sayısı ise 7 binden 18 bine yükselmiş. Yani internette sağlanan gazeteci istihdamı, basılı medyada kaybolan istidamın çok altında.
Gazeteci istihdamı hızla gerilerken habere güvenenlerin oranı da hızla düşüyor. Reuters’ın 2022 raporuna göre haberler üzerinde kamu kurumları veya büyük şirketler “çok baskı kuruyor” diyenlerin oranı %75’in üzerinde. Peki, bu duruma nasıl düştük?
Türkiye’de 2021 yılında reklam harcamalarının üçte ikisi dijital mecralara yapılmış. Yazılı basına yapılanın 35 katı bir harcamadan söz ediyoruz. Dijital mecralara reklam verenlerinse %99’u Google aracılığıyla reklam veriyor. Google’a en çok içerik sağlayan haberciler bu reklam gelirinden ne kadar alıyor? Sıfır.
14 Ekim’de benim de konuşmacı olarak katıldığım, Anadolu Ajansı tarafından organize edilen bir sempozyumda bu konuyu tartıştık.
Telif hakları uzmanı Av. Cahit Suluk’a göre, AB, editoryal sorumluluğu olan ve sürekli nitelikteki medya organlarına Google’ın telif ödemesini hükme bağlamış. Ancak, süresi içinde bu direktifi, 2021’e kadar sadece dört ülke iç mevzuatına aktarabilmiş.
Mevzuat değişikliğini yapan ülkelerden biri de Fransa. Google’ın tepkisi ise “Haber” özelliğini Fransa’da kapatmak olmuş. Ancak Fransız rekabet kurumu, bu özelliği kapatarak gazetecilerin haklarını ödemekten kaçamazsın; arama sonuçları için de ödeme yapacaksın diyerek Google’ı masaya oturtmuş.
Benzer düzenlemeler, Avustralya ve Kanada da yapıldı. Şu sıralar, İngiltere ve Hindistan rekabet kurumları da aynı konuda inceleme başlatmış durumda.
Soru şu: Türkiye bu düzenlemeyi AB gibi telif hukuku içinde mi yapmalı, yoksa başka bazı ülkeler gibi rekabet hukuku içinde mi? Bence ikisi de. Fransa’daki uygulama bu tezimi destekliyor.
Rekabet kanunun dijital piyasalara uygulanmasıyla ilgili kanun değişikliği Ticaret Bakanlığı tarafından görüşe açıldı bile.
Ticaret Bakanlığı ise Haziran ayında e-ticaret kanunu düzenlerken, Google’ın e-ticaret sitelerinin alan adları ile başkalarından ilan kabul edip para kazanmasının önüne geçmişti.
Benzer şekilde, şimdi de rekabet kanununa gazetelerin haklarını koruyacak açık bir madde ekleyebiliriz.
İklim için harcanacak para kalkınmakta olan ülkelere zarar verir mi?
🌱 Haftanın İklim Teknolojisi
Ağustos’ta yürürlüğe giren Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA), karbonsuzlaşmaya 369 milyar dolardan fazla kaynak ayırıyor. Bazıları bu hamleyle ABD’nin iklim değişikliği ile mücadelede öncü olacağını savunsa da yasanın bazı ülkelerin enerji dönüşümünü yavaşlatma ihtimali de var.
IRA, nihayetinde korumacı bir yasa. Sübvansiyonlar ve teşviklerle yerli talep ve üretimi artırmayı hedefliyor. Ancak bunun küreseldeki etkileri ise beklenenden farklı olabilir.
Artan talep ABD’ye ihracat yapan üreticiler için avantajlı. Örneğin, Hintli bir güneş paneli firması, Amerikan alıcılara kesilen faturanın Hindistan’ın ithal ettiği panelin fiyatından çok daha yüksek olacağını savunuyor. Bu da ihracatçı firmaların mallarını ABD’ye göndermeyi tercih etmesine yol açacak ve Hindistan gibi ülkelerde fiyat artışına neden olacaktır. Bu durumda gelişmekte olan ülkelerde yerlileşme yavaşlayabilir.
IRA’nın Çin’den gelen ithalatı ikame etmeyi amaçladığını da unutmamak gerek. Bu başarıldığı takdirde Çin mallarını başka pazarlara kaydırabilir. Dolayısıyla Çin ile rekabet etmeye çalışan diğer ülkeler daha da zorlanacaktır.
Yine de bazı analistler IRA’nın, artan üretim sayesinde fiyatları düşüreceğini ve gelişmekte olan ülkelerin yenilenebilir enerji teknolojilerine ulaşmasını kolaylaştıracağını savunuyor.
Yenilenebilir enerji pazarını yerlileştirmek için çabalayan Türkiye’nin IRA’dan nasıl etkileneceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz.
İklim teknolojileri köşemizi yazan Azem Yıldırım’a teşekkür ederiz.
Macron’un unicorn hevesi kursağında kalır mı?
🖊 Global İşler Köşesi
Halka arz olmadığı halde 1 milyar dolar değerlemeyi aşan şirketlere unicorn deniyor. Dünyada bunlardan toplam 1.100 adet varmış. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ülkesi için 2030’a kadar 100 unicorn çıkarma hedefi koymuş.
Türkiye ise unicorn kavramını biraz daha yerli ve milli bir şekle sokup “Turcorn” kavramını geliştirmiş ve Macron’a göre de daha makul bir hedef konmuş:
2023 yılı itibariyle en az 10 Turcorn çıkarılacak denmiş.
Peki, bu kadar değerli olan unicornlar gerçekte ne kadar kâr ediyor? Bu konuya biraz yakından bakıldığında mesele biraz karışıyor:
Bu şirketler hızlı bir büyüme paterni yakalasa da kâr edebilmek bambaşka bir hikaye.
Eğer siz de unicorn veya Turcornları merak ediyorsanız ve Türkiye’deki fonların hareket tarzını anlamak isterseniz, geçtiğimiz hafta Dünya Gazetesi’nde yazdıklarıma bir göz atın derim.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🔗Web: ussal.net