Global İşler+ 2022/10
📈global riskler, 🇨🇳Çin'deki yapay zeka çerçeveleri, 🦾Çin, yapay zeka algoritmik ayrımcılıkları, 📃yeni nesil gazetecilik
No.73 — 2022/10
Her hafta Çarşamba sabahı çıkan Global İşler+ Bülteni’nde teknoloji, toplum ve politikanın kesişiminde dünyada olup bitenlere bakıyor, Türkiye’de olanları anlamaya çalışıyoruz. Bu bülten size iletildiyse lütfen Substack üzerinden üye olun!
Geçen hafta değerli okurlarımıza bültenle ilgili görüşlerini sormuştuk. Ne yazık ki hiçbir cevap gelmedi! Cevap vermenizi kolaylaştırmak için 3 dk’lık bir anket hazırladık. Olumlu/olumsuz görüşlerinizi ve bültene dair yeni fikirlerinizi bekliyoruz. Cevaplarınız sayesinde bülteni okurlarımıza daha çok hitap edecek hale getirmek mümkün olacak. Anketi dolduran ilk 10 kişiye yakında yayımlanacak kitabımdan hediye edeceğim. :)
Herkes Rusya’dan bahsederken bu haftaki bültenimizin ağırlıklı teması Çin. Gelin bakalım bu hafta neler gündeme aldık?
Global riskleri kimler gördü?
📊 Haftanın Raporu:
Geçen hafta, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) her sene Ocak ayında Davos’ta açıkladığı Global Risk Raporu’nda bu sene Rusya-Ukrayna savaşının yer almadığına işaret etmiştim (daha doğrusu jeopolitik riskler 10 global risk içinde 10. sırada). Oysa, Ukrayna’daki savaşı öngören raporlar da var. Atlantic Council Ukrayna çatışmasını 2. sırada, Eurasia Grup ise 5. sırada değerlendirmiş.
WEF’in raporundaki riskler, iş dünyası liderlerine anket yoluyla tespit ediliyor. Atlantic Council ve Eurasia ise birer düşünce kuruluşu ve politik risk analizi şirketi olarak riskleri kendi analistleriyle belirliyor.
Demek ki, iş dünyası riskleri algılamakta yeterince güçlü değil. Üçüncü gözün önemini buradan görüyoruz.
Başka ne riskler varmış diye de baktım:
Çin’in “sıfır COVID” politikası her iki raporda da var. Çin gittikçe içe dönüyor, ekonomideki yavaşlamayı içe kapanarak geçiştirmeye çalışıyor. “Sıfır COVID” ile fiili uluslararası seyahat yasağı da bu politikanın bir ayağı. Yakında Çinliler yabancı göremez hale gelecek.
Şu an uzak bir ihtimal gibi gözükse de hem Omicron kadar hızlı yayılan hem de eskisi kadar öldürücü yeni bir COVID-19 varyantı çıkması riski her zaman var. Hele hele bu kadar aşısız varken.
Eurasia’nın raporunda Türkiye 10. önemli küresel risk olarak gösterilmiş. İlk 10’a giren diğer ülkeler; Rusya, Çin ve İran. Diğer riskler kavramsal.
Yapay zeka çerçevelerinde tekelleşme
🤯 Dijital Kodamanlar:
Çin’de yeni tartışmaya açılan konu: Yapay Zeka Çerçeveleri’nde (AI Framework – çeviriyi doğru yapıyor muyum emin değilim :)) ABD’den ne kadar geri kaldıkları. Malum dünyada yeni trend teknolojik kutuplaşma [yukarıda bahsettiğim Eurasia raporunda 2. risk]. Geçen ay Çin Bilgi ve İletişim Akademisi (CAICT), bu konuda bir rapor yayımladı.
Yapay zeka çerçeveleri, bu işi yaparken kullanılan stardart arayüzler ve yapay zeka algoritmalarını çalıştıracak araçlar olarak nitelendirilebilir. Bir bakıma bilgisayarınızı çalıştıracak Windows ya da cep telefonunuzu çalıştıracak iOS veya Android gibi düşünebilirsiniz. Sadece bunları bizim gibi sade vatandaşlar değil yazılımcılar kullanıyor. Kimin yapay zeka çerçevesi daha çok yazılımcı tarafından tercih edilirse, o güç kazanıyor.
Rapor gösteriyor ki, şu an bu güç Google ve Facebook’un elinde. Google’ın ürünü TenserFlow ve Facebook’un ürünü PyTorch kullanıcı sayısı açısından hem Batı dünyasındaki hem de Çin’deki rakiplerini geride bırakmış. Bu şirketler daha çok kullanıcı verisi ve yapay zeka alanında en iyi insan kaynaklarını toplamaya devam ettikçe bu konumları pekişecektir.
İlk tablo global olarak en popüler açık kodlu yazılım platformu Github’dan, ikinci tablo onun Çinli muadili Gitee’den. Anlaşılan o ki Çinliler de yapay zekayı Amerikan platformlarında geliştiriyor. Bakalım Çin bu konuda bir adım atacak mı?
Çin’den yapay zeka düzenlemeleri
🎉 Haftanın Bonusu:
Daha önce bültende çok kere Çin ve ABD teknoloji savaşlarını, bu alanda nasıl regülasyonların konuşulduğunu konuştuk. Harvard Kennedy School Belfer raporunda geçtiğimiz sene yapay zeka çalışmaları ve pratiği konusunda Çin’in önde olduğunu görmüştük.
Çin, 1 Mart’ta yapay zekada algoritmik ayrımcılığı yasaklayan bir düzenleme çıkarttı. Çin Siber Uzay İdaresi bu düzenlemede; siber güvenlik, internet sansürü ve e-ticaret kuralları başlıklarını ele alarak oluşturmuş.
Şirketlerin bir ürün veya hizmet için kullanıcılara farklı fiyatlar sunmak için kişisel bilgileri kullanması engelleniyor.
Sahte hesaplar, trafik numaralarını manipüle etme ve bağımlılık yapan içeriği teşvik etmeyi yasaklıyor.
Algoritmik sahte haber yayılması engellenmesi amaçlanıyor. Çevrimiçi haberlerde faaliyet gösteren algoritmik tavsiye hizmeti sağlayıcıları için bir lisans gerekliliğini belirleniyor.
Yaşlılar için özel korumalar bulunuyor. Hizmet sağlayıcıların, dolandırıcılığı önleme de dahil olmak üzere, yaşlı kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamaya özel özen göstermesini bekleniyor.
Ayrıca gig ekonomi çalışanlarını da korumayı amaçlıyor.
Bu algoritmik ayrımcılığın ceremesini çeken sektörlerden biri de basın. Google/Facebook gibi dezenformasyonı teşvik eden algoritmalar kullanan platformlar sebebiyle doğru bilgiye ulaşmak zorlaşıyor.
Yeni nesil gazetecilik ve reklam tartışmaları
🖊 Global İşler Köşesi:
Bu hafta sosyal medyaya gazeteciliğe dair tartışmalar damgasını vurdu. Her şey Nevşin Mengü’nün vitamin takviyesi instagram reklamına Faruk Bildirici’nin “etik değil” itirazıyla başladı. Bildirici “gazeteci reklam yapmaz, bir reklamın içinde de bulunmaz” diyor.
Peki bu tartışmanın asıl sorumlusu kim? Bu hafta Dünya Gazetesi’nde yazdım.
Sosyal medya bireysel gazetecilere bu geleneksel medya organlarının dışında varolmanın da önünü açtı. Eğer gazetenin reklam servisi artık tüm gazetecilerine geçimini sağlayacak kadar maaş verecek reklam alamıyorsa, Youtube/Spotify/Substack gibi mecralar sizin hem izleyici/dinleyici/okurlarınıza ulaşmanızı hem de gelir elde etmenizi sağlıyorsa artık her gazeteci bir medya organı olabilir. Ancak bu platformlarda gelir dağılımının ne kadar bozuk olduğunu dikkatten kaçırmayalım.
İki yıldır DÜNYA Gazetesi’nde Global İşler köşesini yazıyorum. Hem hayatta yaptığım en zevkli işlerden biri hem de aslında büyük bir gurur. 20 yıl kadar önce yeni bir üniversite mezunuyken günlük olarak iş yerime gelen DÜNYA Gazetesi’ni okur, iş hayatı ve ekonomiyi anlamaya çalışırdım. Şimdi aynı gazeteye yazmak kısmet oldu.
Dünya Gazetesi’nin 42. yılı şerefine yazdığım kısa yazımda medyanın nasıl değiştiğine de değindim.
Bitirirken
Daha önce Youtube kanalımda Ussal’la 5 Dakika içerikleri üretiyorduk. Geçen ay itibarıyla değerli dostum Recep Gündüz ile “inter alia” başlığında kamu politikalarına dair sohbetler gerçekleştirmeye başladık, iki haftada bir sizinle olacağız. Bu haftaki konumuz Google hakkında verilen son Rekabet Kurumu kararı.
Takip ve beğenilerinizi bekleriz:)
Bu haftaki sayımızı beğendiniz mi? Lütfen yorumlarınızı bizlerle paylaşın!
Meh 🤨 | Tadında 🙂 | Bilgilendim 🤓| Beğendim, ilettim 😎
🔗 Eğer gülen yüze bastıysanız ve bültenden yararlanabilecek başka birini tanıyorsanız, lütfen onlarla paylaşın! Sosyal medyada paylaşmak için aşağıdaki tuşa tıklayabilirsiniz.
Bülteni Nesibe Kırış ile beraber hazırlıyoruz.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🔗Web: ussal.net
Framework'ün Türkçesi için çatı kelimesi de kullanılabiliyor, hem terim olarak daha doğru olmasından hem de kulağa hoş gelmesi açısından tercih edebilirsiniz; çerçeve kullanımı da doğru.