No.49
Son haftalarda Türkiye’de teknoloji dünyasında en çok konuşulanlardan biri Getir’in 7 milyar, Trendyol’un 15 milyar dolar civarında değerlemeyle yatırım almaları oldu. Gelin bu haberlere global perspektiften bakalım!
Bültenin kalanında ofise dönüşle ilgili yeni videom, Facebook’a ABD’de yapılan rekabet hukuku incelemesi, dijital bankacılık ve dijitalleşemeyen taksiler var.
Yükselen değerlemeler
📊 Haftanın Grafiği
Yıllardır düşük faiz nedeniyle para, şirket hisseleri ve gayrimenkule aktı. Şirket hisselerinin değerindeki artış hem halka açık şirketler (yani “borsa”) hem de özel yatırım yapılan şirketler için geçerli. Özellikle büyüyen teknoloji şirketlerinin değerindeki artışa böyle bakmak lazım.
Bu senenin 2. çeyreğinde dünyada çıkan burak (unicorn — değerlemesi 1 milyar doları geçen halka açık olmayan şirket) sayısı 2020 yılı toplamından fazla (136). Görüldüğü gibi bütün dünyada yatırımlar katlanarak arttı. Dolayısıyla Getir, Hepsiburada, Trendyol gibi güzel haberlere sevinirken fazla da abartmamak lazım. Her yerde değerlemeler yükseldi.
Eğer kafamızı kuma gömmek yerine dünyaya bakarsak şu karşılaştırmayı da yapabiliriz: Bu sene Hindistan’da çıkan 26 olan unicorn sayısı Türkiye’de 3.
Düşük faizin diğer bir etkisini de jenerasyonlar arası servet farkında tecrübe ediyoruz. Yaşlıların ellerindeki varlıklar değerli, yeni jenarasyonun varlıkları ise değersizleşirken aradaki farkında nasıl açıldığını grafikte görüyorsunuz.
Bültenimizin genç okurları bu paraya çalışılır mı diye düşünüyorsa, nedeni bu grafikte gizli.
Düşük faiz bir de Nusret’ler yaratıyor ve gördüğümüz gibi yaratmaya da devam ediyor Şubat ayında Dünya Gazetesi’nde yazmıştım.
Yine Dünya Gazetesi’nde geçen yaz yayımlanan “Ev fiyatları neden artıyor?” yazıma da bakabilirsiniz.
Ofise geri dönecek miyiz?
🔗 Haftanın Dosyası:
Covid-19 süreci, herkesi ofislerini terk ederek evde çalışmaya zorladı. Şimdi ise bu durumun kısa vadeli bir uygulama olmayacağına dair işaretler var. Karantina sürecinde evden çalışmaya alışınca birçok iş alanı için ofise gitmenin pek de gerekmediği ortaya çıktı. Ofislerin önemi azaldı. Yine de evde çalışmanın mı yoksa ofise gitmenin mi daha verimli olduğu büyük bir soru işareti. Yalnızca Türkiye’de değil, bütün dünyada görüldü ki çalışma düzeni eskisi gibi devam etmeyecek. Bu sebeple şirketler kendilerini "yeni normal"e adapte ederken çalışma sistemlerinde bir dönüşüm arayışında.
📹 Haftanın videosu:
Daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalıma abone olabilirsiniz!
Ofise dönüş kadar iş seyahatlerinin geri dönüp dönmeyeceği de ilginç bir tartışma konusu. Bence iş seyahatlerinin iki önemli faydası var: Birincisi, yeni ve ilişkilerin zoom üzerinden tanışmanın ötesine gitmesi zor. İkincisi, birçok kişinin katıldığı etkinlikler planlanmayan ilişkiler için fırsat oluşturuyor. Ancak rutin toplantı ve eğitimlerin Zoom ile yapılması daha verimli olabilir. Veri de bunu gösteriyor.
Ofis yorgunluğu bir yana diğer tarafta da zoom bıkmışlığı var. Birbirimize açtığımız zoom kredisinin sonuna geldiğimizi hissettiğimi Nisan ayında Dünya Gazetesi’nde yazmıştım.
Siz hangi taraftasınız? Ofis mi? Ev mi? Yoksa hibrit düzen mi?
Lina Khan v Facebook
🤯 Dijital Kodamanlar Köşesi:
Değerli dostum Lina Khan’ı hatırlarsınız, kendisinden bu bültende fazlasıyla bahsettik. Hatta geçen sene Kasım ayında bülten okurlarıyla Lina’yı buluşturduğumuz bir etkinlik de yapmıştık. Khan bu Haziran’da ABD’nin rekabet kurumu FTC’nin başkanı olmuştu.
Lina’nın FTC başkanı olarak ilk icraatlarından biri Facebook’u rekabet kurallarını ihlal ettiği için hazırladığı 80 sayfalık iddianameyle mahkemeye götürmek oldu (ABD’de rekabet hukuku işleri idari işlem değil, doğrudan mahkemede görülüyor). Bu FTC’nin Facebook’a karşı ilk hamlesi değildi, geçen sene Trump tarafından atanmış FTC başkanı da şikayet etmiş, ancak argümanlar yetersiz gelmişti.(15. bültenimizde de bu şikayetten söz etmiştik.)
Yeni şikayet kimileri tarafından FTC’yi politik olarak bölme çabası, kimisi açısından hukuki bir basamak olarak görülüyor. Süreci baştan sona anlatan ve iki tarafında görüşlerini barındıran Matt Stoller’ın uzun köşe yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Ben Thompson ise Stratechery bülteninde aslında Facebook’un hakim durumda olmadığını savunuyor.
Dijital Banka
🗞 Haftanın Haberi:
BDDK’nın Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ile Servis Modeli Bankacılığı Hakkında Yönetmelik kanun taslağı görüşe açıldı. Burada bahsedilen şubesiz bankacılık modeline Sayın Soner Canko’nun önerdiği gibi “Sadece Dijital Banka” dememiz daha doğru, çünkü Türkiye’de her banka kendine göre dijital.
Bültenimizin 36. sayısında dijital bankacılık alanındaki regülasyon gerekliliklerini ele almıştım.
Dünya Gazetesi’nde Selenay Yağcı’nın haberi tarafların farklı değerlendirmelerine yer vermiş.
Taksi kıtlığını diğer ülkeler nasıl çözdü?
📝 “Global İşler”:
Taksi problemi sadece bizim ülkemizde yok elbet. Bu sorunun nasıl çıktığını anlamak için taksi plakası sisteminin neden çıktığına bakmak lazım. Diğer ülkeler bu sorunu nasıl çözdü? Dijital dünyada taksi plakasına gerek var mı? Bu hafta Dünya Gazetesi’nde yazdım.
Uber’in yasak olduğu tek yer Türkiye değil. Yunanistan’da, İtalya’da, İsrail’de de yasak. Serbest olduğu ABD’de ve dünyanın çoğu başka ülkesinde ise taksi sorunu çözülmüş durumda. Nitekim New York’ta taksi plakası fiyatı tekrar normal seviyesi olan 250 bin dolara geri döndü. Bazı ülkeler (Çin’de Didi, Hindistan’da Ola, Dubai’de Careem, Endonezya’da Grab ve Gojek) yasaklamak yerine kendi Uberlerini çıkararak dünya teknoloji haritasının merkezine yerleşti.
Ayrıca Kaan Yıldızgöz’den Dijitalleşme Çağında Taksiler kitabında bu alanda dünya uygulamaları anlatılmış.
Bitirirken…
Bültenimizi beğeniyorsanız, sosyal medyalarınızda paylaşabilir veya arkadaşlarınıza iletebilirsiniz. Bu paylaşımların çok faydası oluyor. Teşekkür ederim!
Bu bülteni Nesibe Kırış ile beraber hazırlıyoruz.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
📝 Medium: Ussal Şahbaz
❗️Telegram: Global İşler
🔗Web: ussal.net