No.34
Tam kapanma sebebiyle bu sayı normalden uzun! Bu hafta sizlere paranın geleceğinden, Çin’in tekelleşen teknoloji devlerine karşı hamlelerinden, dijital kodamanların 2021’in ilk çeyreğinde elde ettikleri dudak uçuklatıcı kazançlara kadar geniş bir yelpaze sunuyoruz. Hatta aşı kıtlığı ve patent arasındaki ilişkiyi de tartışmaya açıyoruz.
Bitcoin ve ulus devlet
📝 “Global İşler”:
Ulus devletler topraklarını, topraklarındaki kişileri ve doğal kaynakları kontrol ediyordu. Buna analog egemenlik diyebiliriz. Dijital egemenlikse verinin kontrolü üzerine. Son 20 yılda üretilen verinin çoğu çok uluslu şirketlerin kontrolüne girdi.
Bitcoin, Facebook’tan dört sene sonra 2008’de icat oldu. Facebook vb. ekonomik gücü bir merkezde toplayıp tekelleşirken, kripto varlıklar tanımı gereği gücü ademi merkezîleştiriyor.
Siz Türkiye gibi orta boy bir gelişen ekonomi olsanız, geleceğin egemenlik kavgasında ABD merkezli dijital kodamanları mı yoksa merkezi olmayan kripto varlıkları mı tercih edersiniz?
Bir gün elinizde SWIFT ile dolar ödemek dışında alternatif ödeme araçları olsun istemez misiniz? Dünya Gazetesi’ndeki yazımda.
Bu konuda Luciano Floridi’nin “Dijital Egemenlik Savaşı” adlı makalesini de okuyabilirsiniz.
💸 Paranın geleceği
Haftanın Raporu:
Citibank’ın “Paranın Geleceği” adlı raporunu okumanızı öneririm. Bugünün önemli gündemini oluşturan bütün Bitcoin, kripto varlıklar ve merkez bankası dijital paraları konularını detaylı şekilde işlemişler.
Kripto varlıklar ve diğer dijital paraların herbiri günlük tartışmalarda birbirine karıştırılıyor. Bu nedenle sizlere kabaca bir tablo hazırladık:
Raporun yazarı Henri Arslanian ayrıca haftalık bülteninde parayla ilgili atlamamamız gereken gelişmeleri her bilgi seviyesinden insanın da anlayabileceği şekilde paylaşıyor. Takip edebilirsiniz.
Çin’den teknoloji devlerine karşı bir yeni hamle daha
📰 Haftanın Haberi:
Çin’de dijital piyasalarda rekabet ve regülasyon trendi sürüyor.
Çin artık e-ticaret uygulamaları içinde ödemenin ötesinde finansal hizmetler sağlanmasına izin vermeyecek. Çin'in teknoloji devi şirketleri, son yıllarda bireysel kredilerden sigorta poliçelerine kadar çeşitli finansal hizmetler sunan kârlı ekosistemler oluşturmuşlardı. Yeni kurallar bunu imkansız kılacak gibi görünüyor. Amaç e-ticaretteki pazar gücünün fintek için kullanılmasının önüne geçmek. Çin’deki bu yeni kurallar “superapp” konseptini nasıl etkiler?
Geçen haftaki bültende de Jack Ma’nın şirketi Ant Grup’a yapılan hamleden söz etmiştik.
Çin’in teknoloji devlerine ve tekelleşmeye karşı nasıl artık ABD’den bile daha hızlı hareket ettiğini bir yazımda da yazmıştım, aşağıdaki videoda da daha detaylı görebilirsiniz.
💉 Aşıda patent kaldırılsa aşı kıtlığı biter mi?
💬 Haftanın Tartışması:
Geçen hafta çıkan aşı tedariğindeki sıkıntıyla ilgili olarak Biontech’in kurucusu Uğur Şahin’i suçlayan tartışmayı anlamakta güçlük çekiyorum.
Değerli hocam Güven Sak’ın “Patent koruması olmasa aşı kolayca bulunur mu?” yazısını okumanızı öneririm.
Aşının (ve başka insani sorunlara çözümlerin) global olarak yaygınlaşmasında fikri hakların sorun çıkaracağını düşünenler de var:
Sevgili Dani Rodrik Hoca ise tvitinde aşı kıtlığının “insan yapımı” olduğundan söz etmiş. Dünya nüfusunun nasıl aşılanması gerektiğine ilişkin bir yazı serisini önermiş: birinci kısım ve ikinci kısma linklerden ulaşabilirsiniz. Özellikle ikinci kısım patent konusuna değiniyor. Buradan anladığım kadarıyla fikri haklar aşı tedariğinde darboğaz oluşturabilecek olsa da bu bugünün meselesi değil, ileride olabilecek darboğazla ilgili.
Patentle ilgili tartışmanın ülkemizdeki aşılanma problemiyle ilişkisi olduğunu düşünmüyorum. Ne yazık ki yine teknoloji, toplum, politika dinamiklerini anlamayıp, yanlış adrese çatıyoruz. Farklı görüşleriniz varsa lütfen yazın!
Aşı konusunda Dünya Gazetesi’nde yazdığım “Aşı sadece aşı değildir” serisini de hatırlayalım:
İsrail’e mi Fransa’ya mı benzemek istersiniz? (5 Şubat 2021) Yeni geliştirilen aşılara hızla erişim sağlamakla devletin inovasyonu idrak kapasitesi arasında bir ilişki olabilir mi? Cevap evet! 21. yüzyılda dünyada kriz sayısı arttıkça merkeziyetçi bürokrasilerin küçük ve çevik ülkelerle rekabeti zorlaşacak. Aşı tedariki sadece bir örnek.
İngiltere’den dersler (9 Nisan 2021): İngiltere’de her yerin açıldığı gün bizde kepenkler kapandı. Johnson ölüm döşeğinde yatarken, biz sağlık sistemimizin sağlamlığıyla övünebiliyorduk. Roller ne ara değişti? Giderek artan belirsizlik ortamında devletin başarılı olmasının sırrı girişimciyle beraber çalışmanın yolunu bulmasıdır.
🌎 Kısa kısa dijital dünya
🚀 Haftanın Bonusu:
Google uzaktan çalışma politikası sayesinde yılda 1 milyar dolar tasarruf ediyormuş! Google çalışanlarının çoğu Nisan 2020’den beri evden çalışıyor. Seyahat, etkinlik vb. için yapılan harcamalar ise geçen yıla göre 371 milyon dolar azalmış. En az Eylül 2021’e kadar evden çalışmaya devam kararı alınmış.
Facebook, Amazon, Apple, Alfabe ve Microsoft bu hafta çeyreklik kazançlarını duyurarak kar ve büyüme oranları konusunda yapılmış beklentileri ezip geçti. Korona dijital kodamanların daha da zenginleştirdi!
Mesela Amazon’un satışlarındaki artış oranı %44.
77.3 milyar dolar kâr etmesi beklenirken Apple’ın kârı 89.58 milyar dolar olmuş! Bu arada sadece iPhone’dan elde ettikleri gelir 47.9 milyar dolar.
Google, geçen yıl koronanın zirve yaptığı zamanlarda gelir düşüşüyle (%2) karşılaşan nadir teknoloji devi olmuştu. Bu, şirket tarihindeki ilk gelir düşüşüydü. Alphabet’in yaptığı açıklamaya göre son çeyreklik dönem için gelir önceki yıl aynı döneme göre %34 artışla 55.3 milyar dolar oldu. Vergiler sonrası kâr ise 17.9 milyar dolar olarak açıklandı.
Facebook’un geliri 21.47 milyar dolar, aylık aktif kullanıcı sayısı ise kullanıcı sayısı %10 artışla 2,74 milyara çıktı. Ancak ABD ve Kanada’daki aktif kullanıcılarında azalma belirlenmiş. Reklam boykotları ise şirketin gelirini etkilemişe benzemiyor: reklam gelirinde geçen seneye göre %22 artış var!
❓ İktisat Nedir?
🔎 Haftanın Önerisi:
“İktisat Nedir?”i Twitter’da takip edenler zaten bilir. 8.sayısına gelen bülteni bir süredir keyifle takip ediyorum. Artık bülten formatına çok alıştık; kısa ve dolu! Bu linkten ulaşabilirsiniz.
Bültenin içindeki güzel okuma önerilerinden biri Fikret Adaman'ın Dani Rodrik ile yaptığı söyleşi. İktisat, uluslararası kalkınma ve kamu politikalarıyla ilgilenen herkesin okumasını öneririm.
“Öğrencilerime kurumlardan bahsederken, iyi kurumların işlevleriyle aldıkları form arasında bir ayrım yaparım. İşlevlerin aslında evrensel olduğunu söyleyebiliriz: Hukukun üstünlüğünü sağlamak, sözleşmeleri ve mülkiyeti korumak, makroekonomik istikrarı korumak vb. Bunlar her yerde geçerli olan genel ilkelerdir. Ancak bu amaçlara ulaşmak (‘işlevler’), yerel siyasi ve ekonomik bağlamlara uygun kurumsal tasarımlar (‘formlar’) gerektirir. Ve bu tasarımlar bugün “özgün” olmaktan çok uzakta. Eğer Çin devleti, genelde kabul edilene aykırı (unorthodox) düzenlemeler yerine, bir gecede batının (Avrupa) kontrat ve mülkiyet hukukuna uyum sağlasaydı bile özel yatırımcılar ve girişimciler için mülkiyet haklarının daha iyi korunmasını sağlayabileceğini iddia edemeyiz.”
Dani Hoca’dan aldığım en önemli derslerden biri kurumların formları ile işlevleri arasındaki farkın önemi olmuştu. Hatrılarsanız geçen haftaki bültende de Çin’de otoriter rejim olmasına rağmen karar alma mekanizmalarının mutlak otoriterliğin ötesinde birçok katmandan oluştuğuna işaret etmiştim.
Global İşler +’tan bu haftalık bu kadar! Bu bülteni Nesibe Kırış ve Deniz Erciyes’le beraber hazırlıyoruz. Bülteni beğeniyorsanız bir arkadaşınıza iletebilirsiniz.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
📝 Medium: Ussal Şahbaz
❗️Telegram: Global İşler
🔗Web: ussal.net