No.29
Bu hafta bülteni salı günü gönderiyoruz. Gündemden sıkılanlar için bu sayıyı yakın gelecekte çok tartışılacak biyoteknoloji, gen editleme ve CRISPR konularına ayırdık. En sonda da başka ülkelerin merkez bankalarının gündemi var.
Yeni kurulan Clubhouse Global İşler + Kulübü’ne buradan katılabilirsiniz.
Bu akşam 20.00’de Exponential View ile ortak yayında Türkiye’de son dönemde olanların dünyadan nasıl göründüğünü tartışıyoruz.
Bu hafta ikinci defa konuk yazarımız var: Değerli dostum Selin Arslanhan’a biyoteknolojinin demokratikleşmesi hakkında bilgilerini bize aktardığı için teşekkürler.
💊 Biyoteknolojinin demokratikleşmesi
📝 Haftanın Makalesi:
Geçen hafta Nature dergisinde yayımlanan “Democratizing biotechnology requires more than availability” başlıklı makale biyoteknolojinin demokratikleşmesi konusunu bize yeniden hatırlattı. Bu yeni yayımlanan çalışma aslında 2019’daki makaleye dayanıyor. Fakat şimdi tam da COVID-19 döneminin içindeyken, yeni teknolojilere ve aşıya erişim en önemli gündem maddelerimizden birini oluştururken bu konu daha önemli hale geldi.
Çalışmada 1950’lerden itibaren biyoteknolojide 22 alt teknolojiye ve uygulamaya bakılıyor. 50 yıl kadar öncesine bakarsak biyoteknolojide bugün yapılan neredeyse her şeyin temellerinden birini oluşturan DNA/RNA saflaştırma teknolojisinin, farklı laboratuvarlarda uygulanabilir hala gelmesi 11 yıl sürmüş. Biyoteknolojideki en yeni uygulamalardan biri olan CRISPR’da ise bu süre 3 yıla indi. Ticarileşmesi ve farklı ülkelerde uygulanabilir olması ve teknolojiye herkesin erişebilir hale gelmesi giderek kolaylaşıyor.
Dijital teknolojilere göre çok daha zorlu olsa da biyoteknoloji demokratikleşiyor. Makalede finansman ve teknik yeterlilik, biyoteknolojinin yayılma süresine etki eden iki temel unsur olarak değerlendiriliyor. Bugün ortalamada biyoteknolojideki bir yenilik, keşiften itibaren 3 yılda erişilebilir hale geliyor. Bu sürenin 2030’da 1 yıla kadar inmesi bekleniyor.
Biyoteknolojinin yayılımı söz konusu olduğunda, geçen haftaki makalede daha fazla regülasyon ve strateji tartışması var. Teknolojilerin keşfi ve yayılımı hızlandıkça düzenlemeleri daha hızlı gözden geçirmek gerekiyor. Gen düzenleme ile GDO’yu aynı kefeye koyan Biyogüvenlik Kanunumuz da bu açıdan değerlendirilmeyi bekliyor.
🧬 CRISPR
📚 Haftanın Kitabı:
Bu hafta Walter Isaacson’un “The Code Breaker” kitabını bitirdim. CRISPR teknolojisinin, mucidi Jennifer Doudna’nın hayat hikayesi üzerinden anlatılan bu mükemmel eseri hemen dikkatinize getirmek istedim.
Yukarıda Selin’in de anlattığı gibi, biyoteknoloji bir yandan ivmelenerek gelişiyor, bir yandan da hızla erişebilir hale geliyor. Kitabın konusu olan CRISPR aslında insan geninin düzenlenmesi, yeniden yazılması teknolojisi. Yani artık sadece tek bir insanın değil, insan neslinin genetik yapısının değiştirilmesi mümkün.
İnsan neslini genetik olarak düzenlemenin kabul edilebilir standartları ne olmalı? Hakim olan görüşe göre, insan neslinin değiştirilmesine sadece hastalıkların giderilmesi için ve mutlak tıbbi gereklilik halinde izin verilmeli.
Peki tıbbi gereklilik nedir? Mesela cücelikle kısa boyluluk arasındaki sınır nedir? Dikkat dağınıklığını (ADHD) gidermekle, aşırı konsantre olup başarılı olacak çocuklar yaratmak arasındaki fark nedir? Soluk almayı zorlaştıran burun ile çirkin burun arasında ne fark var? Bu soruların cevabını CRISPR yokken de tam manasıyla verebilmiş değiliz. Görmek isteyenler bir çocuk psikiyatrına veya estetik cerraha gidebilir.
Bazı “hastalıkların” ortadan kalkması bireyler için olumlu olsa da toplum için olumsuz olabilir mi? Mesela bi-polarlık genini ortadan kaldırsak Van Gogh ya da Kanye West’in yaratıcılığından mahrum mu kalırdık?
Tüm bu tartışmalara başlamak için öncelikle etkilerini tartıştığımız teknolojileri iyi anlamak lazım.
💸 Yeni nesil Merkez Bankacılığı
📝 “Global İşler”:
Bu haftaki Dünya Gazetesi yazımda biraz da ülkemizden uzaklaşıp dünyadaki merkez bankalarının gündeminde neler var diye baktım: (1) Yeşil ekonomi, (2) rekabet ve piyasa dinamizmi ve (3) fintek. Bakalım dünyadaki merkez bankalarının gündemi ne zaman Türkiye’ye tam anlamıyla gelecek?
Türkiye’de neler oluyor?
📢 Haftanın Duyurusu:
Bu haftaki özel yayın sebebiyle klasik çarşamba 20.00 yayınlarımıza bu haftalık ara veriyoruz. Türkiye’deki son zamanlardaki gelişmeleri akşam (30 Mart 2021, TSI 20.00) Exponential View editörleri Marija Gavrilova ve Joseph Dana (aynı zamanda Monocle dergisi eski Istanbul büro şefi) ve Nesibe Kırış ile Clubhouse’da Global İşler+ Odası’nda tartışacağız.
Değerli hocamız Güven Sak, dünkü Dünya Gazetesi yazısında geçen Çarşamba Clubhouse Global İşler+ odasında konuştuklarımıza dair bir değerlendirme yapmış. Okumanızı öneririm.
Global İşler+ Odası’nda haftaya çarşamba 20.00’de ise Politik Analiz Laboratuvarı (PAL) yönetici ortağı ve Bilkent Üniversitesi “Analytical Writing” dersi hocası değerli dostum Esen Çağlar ile “Nasıl iyi yazı yazılır?” konusunu ele alacağız.
Ussal Bülten’den bu haftalık bu kadar! Bu bülteni Nesibe Kırış ve Deniz Erciyes’le beraber hazırlıyoruz. Beğeniyorsanız bir arkadaşınıza forward edebilirsiniz.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
📝 Medium: Ussal Şahbaz
❗️Telegram: Global İşler
🔗Web: ussal.net