Dünya ekonomisinde göbek var, kas yok - 2025/30
Dünya Ekonomisi Nereye?, Yapay Zekâ Balonu, Regülasyonlar & Yapay Zekâ
Global İşler+ No.218 — 2025/30
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Son bir haftada aramıza katılan 23 okurumuza hoşgeldiniz diyorum! Böylece her hafta 10.609 okurumuzla buluşuyoruz.
Bu hafta bültenimizde dünya ekonomisine veriler üzerinden bakacağız. Bunun için ilk olarak 2000’lerin başından beri dünyada varlık fiyatlarının nasıl değiştiği ve bu değişimin etkileri üzerinde duracağız. Ardından dünya ekonomisindeki gaz gibi yapay zekâ ekonomisinde biriken gaz var mı diye bakıyoruz. Sonra Trump’ın yapay zekâ başdanışmanı ile Antrophic CEO’sunun Twitter’dan atışmasını inceleyeceğiz.
İyi okumalar…
McKinsey: Dünya ekonomisinde göbek var, kas yok!
🖊 Global İşler Köşesi
Dünya ekonomisini göbekli bir adam gibi düşünürsek hem obezite sınırı aşılmış hem de biriken gazdan göbek gerilmiş vaziyette. Bu durumu, geçtiğimiz haftalarda restoran ekonomisinden medya sektörüne kadar farklı anekdotlar üzerinden sık sık anlatttım.
Bu hafta ise Ekonomi Gazetesi’ndeki köşemde, danışmanlık şirketi McKinsey’in bu ay yayımladığı “Out of balance: What’s next for growth, wealth, and debt?” başlıklı rapor üzerinden 2000’lerden itibaren şekillenen genel trendi inceledim.
McKinsey’nin hazırladığı “küresel bilanço tablosu” sayesinde 2000-2024 arasına dair belli tespitler yapmak mümkün:
Dünyadaki gerçek varlıkların değer olarak üçte ikisi gayrimenkul. Yani ne kadar inovasyon veya dijitalleşme deyip dursak da hâlâ servetimizin çoğu ev ve arsadan oluşuyor.
Dünya çapında varlıkların değeri 2000’den beri nominal olarak 4 kattan biraz fazla artmış.
Bu artışın %40’ı enflasyondan kaynaklanıyor.
Kalan artışın yarısı gerçek sermaye yatırımları, diğer yarısı da kağıt üzerinde değer artışı. Yani hisse senetlerinin, evlerin değerinin durup dururken artması.
Kabaca son 25 senede dünyadaki varlık değerlerindeki artışın üçte biri kağıt üzerinde. Peki, varlık değerlerindeki artışın ekonomik etkisi ne olmuş?
Ülkelerin yatırım açıklarında oluşan dengesizlik: 2000’lerden bu yana ABD’nin açığı büyürken Çin, Japonya, Kore ve Almanya’nın yatırım fazlası oluşmuş.
Geçmişte bir şekilde yatırım yapmayı başarıp, bunları elinde tutabilen varlık sahipleri daha da zenginleşmiş. Bu kişiler ise toplumun daha çok yaşlı kesimi.
Varlıkların nasıl değerlendiği ve kimlerin elinde olduğu toplumlarda gelir adaletsizliği ile beraber ev genci dediğimiz yeni olguların ortaya çıkmasında da etkili.
Gençler ebeveynlerinin sahip olduğu servet yaratma şansına aynı şekilde sahip değiller. Bu da geleceğe umutla bakmaları önünde bir engel.
Öte yandan ekonominin büyüme trendine baktığımızda kağıt üzerinde büyümenin iş yaratması da çok mümkün değil.
Dünyadaki varlık değerinin milli gelire oranı 2021’de 6 birim iken bugün bu oran 4,5-5 civarına kadar bu sayede düştü. Ancak, bu düşüşe rağmen 1920’lerde Küresel Buhran’dan önceki seviyelere yakın bir yerdeyiz. Bu resme bakınca bana göre, dünya ekonomisinin önünde üç ana yol var. Bunlardan birini aşağıda detaylı bir şekilde açıkladım. Diğerleri için ise bu haftaki köşe yazımı okumanızı tavsiye ederim.
Önümüzdeki yıllarda küresel ekonominin mevcut obezitesi ile mücadele etmek için izleyebileceğimiz yollardan biri de üretkenlik (productivity) artışına odaklanmak.
Bu sayede toplam gelirde sağlanacak artış ile varlık fiyatları ve milli gelir arasındaki dengenin daha makul seviyelere çekilmesi mümkün olacaktır.
Günümüzde büyük çoğunluk üretkenlik ve verimlilik artışları için yapay zekâya bel bağlamış durumda. Oysa yapay zekânın henüz şirketlerde yaygın biçimde kullanılıp verimlilik artışına yol açtığını göremedik.
Ayrıca son haftalarda Jeff Bezos’tan the Economist dergisine kadar birçok otorite yapay zekâ şirketlerinin değerlemelerinin aşırı yükseldiğini söylemeye başladı.
Daha önce yazdığım gibi, Trump’ın da teşvikiyle yapay zekâ artık yazılım değil veri merkezi inşaatı işine döndüğü ve sermaye yatırımlarıyla finanse edilen yazılım şirketlerinin bu inşaatlarda gittikçe daha çok borç da kullanılmaya başladığı için piyasalarda olabilecek bir düzeltmenin maliyeti yüksek olabilir.
Öte yandan, tarih boyunca demiryolları, fiber optik kablolar gibi tüm büyük altyapı yatırımları önce aşırı değerli şirketler tarafından finanse edilmiş. Ancak, bu değerlemeler çöktükten sonra bu inovatif ürünleri kullanan şirketlerde verimlilik artışı yakalanmış.
Öyleyse önemli olan çöken enkazın altında kalmamak! O yüzden bugünlerde borçluluk ve nakit akışı açısından hem şirketler hem de millet olarak tedbirli olmalıyız.
Yapay zekâ balonu patlar mı?
💡Haftanın tartışması - 1
Jeff Bezos’un değerlendirmelerine ve the Economist dergisinde devam tartışmalara atfen, yapay zekâ teknolojisinde şişmekte olan bir balon endişesinin daha sık dile getirilmeye başlandığını söyledim.
Bu teknoloji hayatımıza gireli henüz bir kaç sene olmasına rağmen ciddi bir kaynak akışı var ama elde edilen gelirler bu hızlı akışa karşın oldukça küçük.
OpenAI’ın ChatGPT’yi 2022’de kullanıma sunulmasının ardından Amerikan borsasının değeri 21 trilyon dolar değer kazandı. Bunun %55’i aralarında Nvidia ve Amazon gibi kodamanların yer aldığı 10 teknoloji şirketindeki değer artışından kaynaklanmakta.
Benim de blogunu yakından takip ettiğim Azeem Azhar, Nathan Warren ile geçen hafta bu konuya analitik bir şekilde yaklaşarak cevap aramış. Bu blogtan bir tespit ve bir çıkarımı paylaşmak isterim:
ABD hükümeti, yapay zekâ teknolojisi için oldukça kritik öneme sahip olan veri merkezlerini bir fabrika gibi görmek yerine bir altyapı meselesi olarak görüyor. Yani demir yolu ve elektrik hatları yatırımı kadar önemli.
Azeem’e göre yapay zekâ teknolojisinde bir balon şişmeye başlasa da henüz büyük bir risk söz konusu değil. Bunu aşağıdaki şekilde görsele de dökmüş.
Azeem, 5 farklı dikeyi inceleyerek yaptığı analizde tehlike çanlarının çalmaya başlaması için en az 2 göstergenin kırmızıya bölgeye gelmesi gerektiğini savunuyor. Ona göre henüz bu noktaya gelmek için 1-2 yıl daha var.

🎤 Haftanın podcasti
Bubble trouble: could the AI boom go pop?, the Economist, 9 Ekim 2025.
Yapay zekâ bir yaratık mı yoksa araç mı?
💡Haftanın tartışması - 2
Dünyanın önde gelen yapay zekâ şirketlerinde Antrophic’in kurucularından Jack Clark’ın bu hafta “Teknolojik İyimserlik Makul Korku” başlığı ile yayımladığı makalenin sesi Beyaz Saray’dan geldi.
Clark makalesinde yapay zekânın herhangi bir araç olmadığını, öngörülmesi oldukça zor gizemli bir varlık gibi hareket ettiğini, o nedenle de regüle edilmesi gerektiğini savunuyor.
Trump’ın kripto ve yapay zekâ konularındaki özel danışmanı David Sacks ise Clark’ın milleti korkutarak düzenlemeler sayesinde sektörü kendi çıkarına göre düzenlemeye (regulatory capture strategy) kalkışmakla suçladı. David Sacks, yapay zekâ teknolojisinde düzenlemelere karşıtlığı ile bilinen bir isim.
Joe Biden döneminde Clark’ın söylemleri oldukça makul görülebilecek argümanlara sahipken, Sacks’in eleştirisi Trump yönetiminin yapay zekâ regülasyonlarına dair bakışını yanısıtır nitelikte.
ABD’de Trump yönetiminin başını çektiği regülasyon karşıtları, yapılacak düzenlemelerin teknolojik gelişmeleri yavaşlatarak yapay zekâ yarışında ABD’nin liderliğini baltalayıp, Çin’e avantaj sağlayacağını savunuyor.
Bu arada liberal eğilimleri ile bilinen ve Silikon Vadisi’ne ev sahpiliği yapan Kaliforniya Eyaleti de Washington’daki regülasyon karşıtı havaya rağmen yeni bir yapay zekâ düzenlemesini hayata geçirdi.
SB 53 adıyla bilinen düzenleme, yapay zekâ laboratuvarlarının izlediği güvenlik protokollerinin şeffaf olmasını gerekli kılıyor. Özellikle bu teknolojinin biyolojik silah yapımı ve siber ve kritik altyapı unsurlarına dönük saldırılarda kullanılmamasına dönük şirketlerin tedbir almasını önceliyor.
Bitirirken…
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle önümüzdeki hafta bültenimize ara vereceğiz. Bu vesileyle bütün okurlarımızı Cumhuriyet Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını minnetle anıyorux. 7 Kasım 2025 tarihinde görüşmek dileğiyle…
Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🎧 Global İşler+ Podcast: Apple, Spotify
🎙️ 4x4 Podcast: Spotify






Yapay zeka balonu patlar patlamaya da, ortaya daha sonrasında sunulacak sofistike uygulama ve sistemler de hazırda bekliyor büyük ihtimalle. Ericson un Stockholm Shista daki teknoloji müzesine uğrarsaniz pekcok telekom icadınin patentlenmis olarak beklediğini görürsünüz. Mevcut olanlar doyuma ulaştıktan sonra veya buna para harcama trendi sona yaklaşıncaya kadar bekletilir. Tabii dönem şartları da hazırdaki yenilikleri benimseme süreci ile ilgili çalışmalar da ona göre yapılacak.