ChatGPT üç yaşında: Balon ne zaman patlayacak? - 2025/36
Veri Merkezleri, Sosyal Medyada Yasaklar, Yapay Zekâ YK Üyesi Olursa, Çin'in Ticaret Fazlası
Global İşler+ No.224 — 2025/36
Merhaba! Ben Ussal Şahbaz. Son bir haftada aramıza katılan 87 okurumuza hoşgeldiniz diyorum! Böylece her hafta 10.813 okurumuzla buluşuyoruz.
Bildiğiniz gibi ChatGPT başta olmak üzere büyük dil modellerinin hayatımıza girmesinin üzerinden üç sene geçti. Bu hafta bültenimizde üç senenin ardından başlayan yapay zekâ işinin sürdürülebilirliği tartışmaları ile başlıyoruz. Ardından Avustralya’nın 16 yaş altı için getirdiği sosyal medya yasaklarına bakacağız. Son olarak, yönetim kurullarında yapay zekâ kullanılır mı sorusunu tartışacağız.
İyi okumalar!
ChatGPT üç yaşında: Balon ne zaman patlayacak?
🖊 Global İşler Köşesi
Geçen hafta Türkiye’de konuşulan haberlerden biri Google ile Turkcell’in ortak veri merkezi için 1 milyar dolarlık yatırım kararı almasıydı.
Dünyadaysa aynı anda yapay zekâ peşinde oluşan ekonominin aslında balon olup olmadığı ve patlayıp patlamayacağı konuşuluyor. Biz de daha önce bültenimizde bu konuyu ele aldık.
Malumunuz bu hafta aynı zamanda ChatGPT’nin hayatımıza girişinin üçüncü sene-i devriyesi. Bu vesile ile, bu hafta Ekonomi Gazetesi’ndeki köşemde yapay zekâ balonu tartışmalarında farklı görüşlere yer verdim.
📚Haftanın Kitabı
Carlotaa Perez, Technological Revolutions and Financial Capital: The Dynamics of Bubbles and Golden Ages, 2025.
Bu kitaba göre, balon olmadan inovasyon olmaz. Balon patlayınca da o inovasyonu yapmaya yarayan altyapı ve insan kaynağı ayakta kalan şirketlerle, hem de ucuza devam eder.
Mesela 1800’lerin sonunda ABD ve İngiltere’de özel şirketlerin yaptığı demiryolu yatırımları ya da 1990’larda yapılan fiber kablo yatırımları bu perspektiften incelenebilir.
Bugün inşa edilen veri merkezleri de kendinden beklenen getiriyi kısa vadede sağlamasa bile uzun vadede yapay zekâ ekonomisinin altyapısını oluşturabilir. Üstelik daha ucuz olacağı için bu kaynaklar, daha çok kullanılır (Jevons paradoksu).
Peki, ülke olarak biz ne yapmalıyız. Bu konuyu Benedict Evans’ın Kasım ayında paylaştığı sunumundan iki görsel yer vererek değerlendirmek istiyorum:
Aşağıdaki birinci görsel 10-15 yılda bir teknoloji alanındaki paradigma değişikliğine işararet ediyor. Buna göre bilgisayar 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bilgisayar teknolojisi ile başlayan dönüşüm 21. yüzyılda akıllı telefonlar ve şimdi de yaratıcı yapay zekâ teknolojisi ile devam ediyor.
Her bir platform hayatımızı kolaylaştıran yenilikler getirdi. Otomasyon, bilgisayarlarda ve akıllı telefonlarda kullandığımız uygulamalar bu teknolojilerin hayatımızı kolaylaştıran çıktılarıydı. Şimdi büyük dil modelleri ile öne çıkan yapay zekâ ile ne yapacağımıza karar vermeye çalışıyoruz.
Bu açıdan kısa ve orta vadede yapay zekâ modellerinin ne kadar para kazandıracağı şüpheli. Buradaki rekabet de oldukça sert. (bkz. Halkın ChatGPT’si DeepSeek)
İkinci grafik ise ne yapmamız gerektiğine dair önemli ölçüde yol gösterici. Buna göre özellikle pandemi sonrası ABD’de veri merkezi yatırımlarına ciddi kaynak akarken depolama, perakende satış merkezleri ve ofis yatırımlarının ise aşağı yönlü hareket ettiği görülüyor.
Sonuç olarak modellerde şansımız yok,
Sağlık, otomotiv ve endüstri gibi bazı alanlarda uygulamalarda şansımız olabilir,
En büyük şans ise en iyi bildiğimiz iş olan veri merkezi inşaatında! Kaliforniya’da altına hücumda en çok parayı kazma kürek satanlar kazanmış!
Avustralya 16 yaş altına sosyal medya kullanımını yasakladı
🗞️ Haftanın Haberi
10 Aralık itibariyle Avustralya 16 yaş altındaki çocukların sosyal medya platformlarına erişimini yasakladı. eSafety olarak adlandırılan düzenlemeden etkilenen platformlar şöyle: Facebook, Instagram, Kick, Reddit, Snapchat, Threads, TikTok, Twitch, X ve YouTube.
Discord, Messenger, Pinterest, Roblox, WhatsApp ve YouTube Kids ise bu düzenlemenin dışında tutuldu.
Mevcut düzenleme ile sosyal medya platformlarının 16 yaş altındaki kullanıcıları tespit etmesi ve bu hesapları askıya alması veya kapatması bekleniyor. Gerekli tedbirleri almayan sosyal medya platformlarının mahkemeler tarafından 33 milyon dolara kadar (~49.5 milyon Avustralya Doları) ceza verilmesini öngörüyor. Peki, sosyal medya platformları yaş tespitini neye göre ve nasıl yapacak?
Başlangıçta şunu not edelim Avustralya hükümeti uygulanacak yasak için ne gibi yöntemler kullanılacağına dair net bir çerçeve sunmuyor. Ama sosyal medya platformlarına bu tespiti yapma sorumluluğunu yüklüyor.
Ayrıca platformların 16 yaş altındaki kullanıcıların şikayet edilmesini sağlayacak mekanizmaları da devreye almaları bekleniyor. Buna ek olarak alacağı tedbirlerin etrafından dolanan yöntemlere karşı da hazırlıklı olması bekleniyor. Yani platformlar bir tür İsviçre çakısı niteliğinde tedbirler almak durumunda.
Zaten işin nirengi noktası da burası. Sosyal medya üzerinden yaş belirlemek için alınacak yöntemlerin ne kadar etkili olacağı tartışmalı.
Bu yöntemlerden biri kimlik kartlarının kullanılması. Ancak bu da kişisel verilerin korunması ile ilgili başka sorunlar ortaya çıkaracağı için çok da tercih edilmiyor. Zaten Avustralyalılar da bu yönteme sıcak bakmıyor.
Bir diğer yöntem yüz tanıma. Ancak, bu yöntemi farklı yollarla aşmak mümkün. Örneğin, Avustralya’dan 13 yaşındaki Isobel’in Snapchat’in yüz tanıma yöntemini aşması sadece 5 dakikasını almış. Isobel’in bulduğu yöntem ise kendi yüzü yerine annesinin fotoğrafını kameraya göstermek.
Öte yandan Meta ve Snapchat’in yüz tanıma teknolojisinin 16 yaşından birkaç yaş büyük olan kullanıcıları da ayırt etmekte zorlandığını da belirtelim. Bu da çocukların biyolojik gelişim süreçlerini düşününce oldukça normal. Herkesin gelişim hızı aynı değil.
Öte yandan,
Bu arada 15 yaşında iki genç bu düzenlemenin siyasal tartışmalara katılmalarını ve özgürlüklerini kısıtladığı gerekçesiyle Avustralya Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş. 15 yaşındaki kaykay sporcusu Chloe Covell ise 321 bin takipçili Instagram hesabını 16 yaşına gireceği Şubat ayına kadar kullanamayacak olmaktan şikayetçi.
Casey Newton, bu hafta blogunda, Avustralya hükümetinin yasak sonrası bağımsız araştırmacılarla yapılacak bir çalışma ile bu yasakların çocuklar üzerindeki etkisini ölçmeyi planladığını belirtiyor.
Avustralya’daki uygulama, dünyada ulusal seviyede bu alanda atılmış adımların ilk olsa da Malezya, Danimarka, Avrupa Birliği ve Türkiye de çocuklara yönelik sosyal medya düzenlemeleri üzerinde çalışıyor.
Kasım ayında TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyon Heyeti ile bir araya gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, Türkiye’deki düzenlemenin de 16 yaşı bir eşik olarak kabul edeceğine işaret ediyor. Ancak, basında çıkan haberlere göre Türkiye’deki düzenleme 13 yaşa kadar engelleme, 13-16 yaş arasındaki çocuklar için ebeveyn kontrolünü öngörüyor.
Kasım ayında Avrupa Parlamentosu da bağlayıcı olmayan ancak tavsiye niteliğinde bir kararı oyladı. Bu karara bakınca Avrupa Birliği yaş tespiti konusunda daha sofistike modeller üzerinde çalışmakta. Buna göre yaş tespiti için ayrı bir uygulama ve dijital kimlik kartı geliştirilmesi gündemde.
Yönetim kurullarında yapay zekâya da bir koltuk ayırmalı mı?
🗞 Haftanın Haberi
500 CEO ile yapılan bir ankete göre yöneticilerin %94’ü yapay zekânın yönetim kurullarında bulunan kişilerin en az birinden daha iyi danışmanlık yapacağını düşünüyor.
Hatta Kazakistan Varlık Fonu Samruk-Kazyna, Ekim ayında bu yönde bir adım atarak yapay zekâyı kurula oy kullanacak şekilde yetkilendirerek dahil etmiş.
Harvard Business Review’da yayımlanan bir makale bu konuda yapılan bir deneye de yer verdikten sonra şu çıkarımları yapmış:
Bugünkü koşullarda yapay zekânın kurulda insan üyeleri ikame etmek yerine yerine, başkan ve üyeler için bir planlama ve simülasyon aracı (toplantı provasına, argümanların önden görülmesine, seçeneklerin stres testine ve gözden kaçan noktaların ortaya çıkarılmasına yarayacak şekilde) olarak kullanılmasını öneriyor.
Zira yapay zekânın kurumların değerlerini nasıl içselleştirdiği, kurul gibi bir yapı içerisinde kuracağı ilişkerin sosyal normlar ve kodlar açısından ne kadar kabul edilebilir olabileceği henüz tartışmalı.
Aslında yapay zekânın insanın sahip olduğu öğrenme ve bilgiyi işleme şeklinden farklı hareket etmesi de bu teknolojinin bugün gelinen noktada sınırlılıklarını ortaya koyuyor.
Bazılarına göre şirketlerin bu teknolojiyi kullanma oranının düşük kalma nedeni de kurumsal taassup değil.
Büyük dil modellerinin aksine, insan zekâsı aslında belli kuralları öğrenip, sonra bu kuralları uygun gördüğü durumlara uyguluyor: Mesela “Topa vurunca top ileri gider” gibi fizik kuralları ile “yalan söylemek kötüdür” gibi ahlaki kurallar… Büyük dil modelleri bu tip kurallardan yola çıkmadığı için bu modellerin insan zekâsına yetişecek ölçüde ileri gitmesi de mümkün değil.
Yapay zekâ her gün yeni bir sürprizle gelen Donald Trump’ın kabinesinde danışman olarak kullanılsa nasıl olur? 😜
Çin’in dış ticaret fazlası 1 trilyon doları geçti
🤔 Fikri Takip
Türkiye İtalya’dan Çin’e kadarki coğrafyanın en büyük imalat sanayii ülkesiydi. Yakında bu durum değişecek. Çünkü artık Çin’e karşı imalat sanayiini korumak mümkün değil. Bildiğiniz gibi son bir kaç haftadadır da gerek bültenimizde gerekse de köşe yazılarımda bu konu üzerinde durmaya çalışıyorum. Sosyal medya hesabımda da bunları kısaca özetledim.
Bu hafta Çin’den gelen haberler de bu durumu destekler nitelikte. Trump’ın başlattığı tarife savaşlarına rağmen Çin’in yıllık ticaret fazlası 1 trilyon dolar eşiğini 2025’te aştı. Yani ülkenin ihracatı ile ithalatı arasındaki fark neredeyse orta büyüklükteki bir ülkenin gayri safi milli hasılasına eşit.
Bu Çin’in üretiminin fiyat ve kalite avantajı ile piyasadaki pazar genişlemesinin önemli bir işareti.
Fudan Üniversitesi’nden Wu Xinbo bu gelişmenin paralelinde bazı korumacı tedbirlerin ortaya çıkmasının şaşırtıcı olmayacağını söylemiş. Ancak, AB bu yönde adım atarsa Çin’in de Avrupa’dan Airbus uçakları almak yerine son dönemde ilişkilerinde daha olumlu bir hava yakaladığı için ABD’nin Boeing uçaklarını tercih edebileceğini belirtmiş.
Daha önce Boeing ve Airbus tercihlerinin siyasi olduğunu köşemde yazmıştım.(bkz. Uçak almak çamaşır makinesi almaya benzemez)
Her Cuma sabahı e-posta kutunuza gelen Global İşler+ bülteninde teknoloji, toplum, politika kesişiminde dünyada olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarını tartışıyorum. Esas işim olan Ussal Danışmanlık isimli danışmanlık şirketimde, irili ufaklı teknoloji şirketlerine kamu ile ilişkiler konusunda hizmet veriyorum.
🐦 Twitter: Türkçe: @ussal / İngilizce: @ussalEN
🔗 Linkedin: @ussal
📝 Medium: Ussal Şahbaz
🎧 Global İşler+ Podcast: Apple, Spotify
🎙️ 4x4 Podcast: Spotify








Peki hocam agi ın insan zekasına yakın olması o kadar gerekli mi farklı bir zeka yapısına sahip olması bizim yaptığımız işlerin çoğunu bizden iyi yapamayacağı anlamına mı gelir